28 Aralık 2007 Cuma

07-17

VE FİLM KOPTU
O geceden bir kaç nöbet sonra ,yine Handan hanımla nöbetleri çakışmıştı .Kemal yoğun trafiği ve yorucu bir iş gününü’de geride bırakmış, Saat beş gibi görevli olduğu yere dönmüştü Gelir gelmez hemen ocağa çayı koydu.Bütün gün çay içmeğe fırsatı olmamış başına ağrılar girmeğe başlamıştı. Yirmidört saatlik nöbetlerinin dördüncüsünü tutuyordu.ve hemen hemen bu işe’ de alışmıştı. İlk günlerin stresini ve acemiliğini üstünden atmıştı. Bu iş yerinde’de kendine bir dünya kurmuştu . Telsiz odasının yanındaki odayı boşalttırmış ve oraya bir masa ve bir kaç sandalye ve koltuk atmış,bir köşede’de çek yatı durmaktaydı. Teybi, radyosu, kalem ve kağıtları, yanıbaşında demliği’de ocağın üstünde kaynamaktaydı. Hemen hemen bir ev ortamıda burada kurmuştu.önceki ekip arkadaşı,Hasan gitmiş yerine Ali isminde kendi halinde bir delikanlı gelmişti. Çok genç yaşına rağmen olgun biriydi. Ve Kemalin dert ortağı olmuştu bile.Bütün iş günü’nü birlikte geçiriyorlardı.Ali çok genç olmasına rağmen geçmişte, mutsuzlukla sonuçlanan bir gönül badiresinin içinden çıkmış duygulu ve hassas bir insandı. ve dertleri ortaktı,O’da aynı kızgınlıkları ve kırgınlıkları yaşamıştı. Bu yüzden ikisi gayet iyi anlaşıyorlardı. Kemalin iş trafiği böyle yoğun ve karmaşıktı, ama aşk ve evlilik hayatının’da Pek parlak olduğu söylenemezdi. Bir kaç gün evvel Eser’e yazmış olduğu şiirleri ulaştırmış içine yazmış olduğu bir veda mektubunda’da ona ilerki hayatında başarılar dilemişti . Genç kadın daha önceki buluşmalarında evleneceğini söylemişti. Her ne kadar buna inanmadıysada,yine’de doğru olabilme ihtimalini göz önüne alarak ona mutluluklar dilemiş,ve kendisi’de eşinden boşanır boşanmaz en yakın zamanda evleneceğini yazmıştı. Aslında o’da Eser’in silahı ile ona cevap veriyordu. Eser onların evliliklerinin bir uçuruma doğru gitmekte olduğunu biliyordu.Fakat yinede Kemalin yuvasının yıkılmasın sebelisi olmamak için oda Kemalle arasına bir mesafe koymakta ısrarlıydı bu yüzden elinden geldiği kadar olumsuzca davranıyordu. istiyorduki kemal kendisinden soğusun ve eşine dönsün.Çünki kendisininde yuvası bir başka kadın tarafından yıkılmıştı ve aynı acıları bir başkasına yaşatmak istemiyordu.Oysa Leyla evden ayrılıp kemali terk edeli neredeyse on beş gün olmuştu , genç kadın bu süreyi bir yakınlarının evinde geçirmişti . Kemal eskiden olsa idi böyle bir şeye asla izin vermezdi, ama karısı ile beraber oturduğu son yirmi gün onun sayısız gönül alıcı çabalarına rağmen kadın yumuşamamış, aksine büyük bir hızla hala ev aramaktaydı.Ve Kemal’de bunun farkındaydı, Karısının onunla beraberken bile ev arıyor olmasına içerlemiş ve onu , bir an evvel evden gitmesi için zorlamıştı. Çünki , artık kuruntu yapmaya başlamış ve bir delilik yapmamak için onu gözünün önünden uzaklaştır mıştı.Onca çabaya karşı hala karısının soğuk davranması onu çileden çıkarıyordu. İşte bu yüzden, kadın evi terk etmiş, onbeş gündür ayrıydılar. Kemal Eserle olan ilgisine gelince , son yazmış olduğu şiirler ve göndermiş olduğu mektupla kesin olarak alakasını kesmişti.Kesmek zorundaydı Zaten en başından beri onunla birlikte bir hayat sürüyor olmayı planlamamıştıki ,Çünki ikisininde karakterleri bir birlerine taban tabana zıttı.İnsanların bir birlerini seviyor olmaları başka birlikte yaşıyor olmaları başka bir şeydi ama yinede birbirlerinden hoşlanmışlardı. ve böyle şeyleri denetlemek pekte mümkün değildi. Şimdiki yerinde işe başlayalı neredeyse bir buçuk aya yaklaşmıştı ve, hemen hemen Eserinde yokluğuna alışmıştı Zaten onunla olabilecek bir beraberlik , onu hep korkut muştu,çünki kadının dostluğundan emindi ama duyguların dan bir türlü emin olamamıştı.Hissetmişti ama asla emin olamamıştı.Her şeye rağmen onu maziye gömmüştü . Oysa Karısı ile son bir şansı barışma umudu hala mevcuttu . Belki bu onbeş günlük ayrılık onun aklını başına getirmiş olabilirdi. Kemal oturduğu yerde bütün bunları düşünüyordu. Zaman zaman karısını ararsa ,iş yerinden telefonda konuşuyordu. Oysa karısı onu bir kere bile aramamıştı. Saate baktığında altıyı gösterdiğini gördü. Henüz , paydos etmemişti Leyla . Kararını vermiş, son bir kere daha karısının gönlünü almak istiyordu.Eğer onda azda olsa barışma yönünde bir eğilimi olduğunu hissedecek olursa, gerekirse ona yalvaracaktı. Nede olsa yirmi üç yıllık gözünden bile kıskandığı ve sevdiği eşiydi Bir çocukluk yaptığının ve işin ciddiyetinin farkında değildi. Kemal defalarca söylemişti , eğer ev tutup , bir mendil dahi olsa, alıp o eve götürmüş ve kalmış olursa her ne olursa olsun bir daha asla onunla yeniden barışmayacaktı. Çünki bunu hazmetmesi kolay değildi. Telefonu çevirdi , karısı karşısındaydı. Leyla soğuk bir tarzda cevap vermişti.Kemal buna kızmış olmasına rağmen yinede üzerine gitmedi ve sakin olmağa çalıştı.

- Alo Leyla
- Evet
- Nasılsın
- Çok iyiyim
- Beni neden aramıyorsun, bak, ben burda yirmidört saat nöbetteyim . vakit geçmek bilmiyor, ve canım çok sıkılıyor, eskiden olsa arardın beni
- O Eskidendi , neden Eser’e telefon edip ayni şeyleri ona sormuyorsun
- Bitti canım o iş , Benim artık Eser diye bir meselem kalmadı.
- Senin için bitti ama benim bitmedi. Evimi tuttum

Kemal hiç böyle bir cevapla karşılaşacağını ummamıştı. Birden bütün sinirleri tepesine çıktı.Ama sakin olmalıydı.Mademki evini tutmuş ve ayrılmakta bu kadar kararlıydı. Yapacak bir şey yoktu. Bütün bu olanlardan sonra ne söyleyebilirdiki kadın zaten eve gelmiyordu.Ve ayrılmakta kesin kararlıydı, yapacak bir şey yoktu.

- İyi madem tuttun hayırlısı olsun. Benden ayrılmakta bu kadar ısrar ediyorsun sana mani olmayacağım, o zaman bu işi bir an evvel yaparsan sevinirim.
- Evet benimde niyetim öyle .Biraz sonra eve gitmeyi düşünüyorum.Ordan yatak yorgan alacağım geriye kalan eşyaları daha sonra , yine sen nöbetteyken alırım. Ne dersin eşyalarımı alabilirmiyim.
- İyi olur git. zaten ben en başından beri , evde olmak istemiyordum. Ama şu kadarını bilki bu iş artık şaka olmaktan çıktı.sana defalarca söyledim. Sen bu işin ciddiyetinin farkında değilsin. Bir daha o eve asla gelemeyeceğini iyice düşündünmü. Çünki senin zannettiğin gibi peşine düşmek , barışmak gibi bir niyetim yok. Madem ayrılmakta bu kadar kararlısın. Yemin ediyorum cenazene bile gelmeyeceğim. Ve sende asla benim cenazeme gelme, istemiyorum. Kardeşlerime vasiyet edeceğim seni o eve sokmasınlar.
- Neden bu kadar katısın.Sana daha önce söyledim. Bir iki ay daha kardeşinin evinde kal dedim . Bir haftada geri döndün, bize oğlumla bir iki ay izin ver sinirlerim çok yıprandı. Duygularım alt üst oldu . biraz birbirimizi özleyelim. Bu kadar kırıcı olmana gerek yok
- Sen hala işin farkında değilsin galiba, ev tutmuş taşınıyorsun,ve benden anlayış bekliyorsun. Sen geri zekalımısın, bir erkeğin böyle bir şeyi hazmetmesi kolaymı sanıyorsun. Al eşyalarını defol git. Sana son kez söylüyorum . tuttuğun evde bir gece kal bu iş ebediyen bitmiştir haberin olsun. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Evi nerde tuttunuz
- Fatihte
- Ne kadar kirası var
- On beş milyon. Aldığın üç kuruş parayla , o kirayı nasıl vermeyi düşünüyorsun acaba
- Gece mesailerimi kiraya vereceğim. Kalan parada bana geçinmem için yeter.
- Kaç para mesai alıyorsunki
- On üç milyon
- Hani beş milyon alıyordun.
- Arttı, yeni arttı
- Hayatının her safhasında benden hep birşeyler gizledin , mademki mesai parasını gözden çıkarttın. Ve kira olarak vereceksin. Neden ben sana mesailere kalma dediğim vakit aldığın üç kuruşu bahane ediyordun. Söylermisin.
- Biliyorsun mesai yapmamız mecburi
- Yalan konuşma,kimse kimseyi mesai için zorlayamaz velevki zorladılar. Basardın istifayı evinde otururdun. Nasıl olsa emekliliğin dolmuş . Ama sen benimle ayrılmayı kafaya kimbilir ne zamandır koymuşsunki, Eser senin için bir bahane oldu, hemde suya sabuna dokanmadan , bir bahane , ama mademki istiyorsun. Defol git seni bir daha gözüm görmesin. Ve seni hiç affetmeyeceğim. Bu iş bitmiştir artık. Kemal son sözü söyledikten sonra Leylanın cevap vermesine bile fırsat vermeden telefonu kapatmıştı. Canı çok sıkılmıştı. Hiddetinden yüzü pancar gibi olmuştu. Bütün vücudunu saran bir sıcaklık dalgası tepesinden aşağı doğru ağır ağır iniyordu. Telefon ederken yanında bulunan Ali , o rahat konuşsun diye dışarı çıkmıştı.Kafası allak bullaktı neyi nasıl düşüneceğini şaşırmıştı.aptal gibiydi.Gözleri dalgın dalgın boşluğa bakıyordu.Az sonra kapı çaldı ,Sıkıntıdan dili damağı kurumuştu. konuşmakta zorlanıyor girin bile diyemiyordu.Gelen Ali olmalıydı ve kapıyı bir iki kere çaldıktan sonra nasıl olsa içeri girerdi.Aslında gelmesini istemediği içinde cevap vermek pek istemiyordu çünki yalnız kalmağa çok ihtiyacı vardı.Kapı beklediğinin aksine bir kere çalınmıştı.Sonra ortalık sesizliğe büründü. Kemal bir an elinde olmadan hemde istemeye istemeye kalmak zorunda olduğunu hissetti. Kapıyı açıp baktığında ise Doktor hanımın uzaklaşmakta olduğunu gördü

- Handan hanım sizmiydiniz
-Özür dilerim Kemal bey meşgul olduğunuzu bilmiyordum rahatsız etmek istemezdim
-Rica ederim , esas ben özür dilerim sizin olduğunuzu bilmiyordum. Lütfen gelin meşgul filan değilim.
- Rahatsız etmiş olmayayım
- Lütfen
- Beraber bir kahve içermiyiz diyecektim.
- Tabii çok memnun olurum
-İyi o zaman termosu getireyim
-Yoo ben şimdi beş dakikada ısıtırım
- Gerek yok Sıcak su var , bekleyin hemen geliyorum. Siz bardakları hazırlayın .
Handan hanım bir dakika bile sürmeden gelmişti

-Kemal bey sizi bu gün çok iyi gördüm . yanılıyormuyum

Kemal elinde olmadan acı acı tebessüm etti . Doktor hanım Kemalin içindeki fırtınaları nereden bilebilirdiki . Şu anda büyük bir ihtimalle karısı Leyla evden eşyalarını toplamakla meşguldü ve bir dünya yıkılıyordu bu dünyada Kemalin his ve yaşam dünyası idi .Belkide, sevişerek evlendiği karısını ebediyyen kaybediyordu.Şu anda burada değil evde olmalıydı ama anlaşılan her ikiside çoktan gemileri yakmışlardı. İçinden bir şeyleri, koparıyorlar gibi hissediyordu ama yinede belli etmemeli metin olmalıydı.

-Kemal bey ne oldu birden daldınız
-Yok bir şey doktor hanım ,gözüm daldı birden
-Eğer canınız bir şeye sıkılıyorsa söyleyin
-Yok bir şey sağolun teşekkür ederim
-Bakın ikidir yok bir şey diyorsunuz ama bir şeylerin olduğu belli,yinede kafanıza bir şey takmamağa çalışın
-İlginize teşekkür ederim ,Doktor hanım öyle bir zamanda geldinizki size nasıl teşekkür etsem azdır.
-Anlatmak istermiydiniz
-Şimdi değil ama bir gün belki.
-Pekala siz bilirsiniz,nasıl isterseniz.Peki bu arada şiirleriniz ve roman nasıl gidiyor
-Bu aralar pek sık yazamıyorum ama, yinede fena değil
-Bence bırakmayın devam edin,çünki güzel yazıyorsunuz.
-Teşekkür ederim çok naziksiniz

Kemal doktor hanımla sohbet ederken, bir an içinde bulunduğu durumu unutmuş,ve onun ilgisi ile teselli bulmuştu.

-Haplarınızı düzenli kullanıyormusunuz
-Evet
-Onları aksatmadan kullanın.Bitincede yeniden yazalım

Doktor hanımın kast etmiş olduğu haplar Depresyon hapları idi. Kemal Sinirlerinin bozukluğundan ve ruhundaki karmaşadan Bir depresyon geçirdiğini fark etmiş ve bir kaç gün evvel Doktor Handan Hanımın gözetiminde Tedaviye başlamıştı. ona karşı aşırı bir şefkat,bağlılık ve saygı duymaya başlamıştı. Belki, Hasta Doktor ilişkisi gibi gözüküyordu ama değildi. Onun zerafeti , nezaketi,sıcaklığı,içtenliği ve alçak gönüllülüğü Kemali etkilemişti.Ayrıca Görgülü ve kültürlü bir insandı. Böyle insanla karşılaşmak kolay değil tam tersi bir şanstı.ve o insanda Kemale arkadaş gibi davranıyordu. Daha ne istiyebilirdiki.Ancak bu güne kadar Onun evli yada nişanlı olup olmadığını sormak hiç aklına gelme mişti,belki sormaya çekindiği için sormamıştı belkide duymayı istemeyeceği bir cevabı almamak için sormamıştı ama şimdi bunun merakı içinde kıvranıyordu.Bir nöbet gecesi, Gurup başkanı Ersen beyin bir arkadaşı vefat etmişti. ertesi günü bir sorun çıkmadan defnedilmesi için ölüm raporunun Geceden verilmesi gerekiyordu . Gurup başkanı Doktor hanımı Cenaze evine gitmesi için görevlendirmiş. Kemalinde Doktor hanıma refakat etmesini istemişti. Oysa Gurup başkanının Kemale emir verme yetkisi yoktu.Telefonda üstü kapalı bir çekişme sürüyordu.Ersen bey sinirli bir şekilde

- Kemal bey ,size emir verdim ve bu emri yerine getirmek zorundasınız
-Ersen bey size saygısızlık etmek istemem ama gözden kaçırdığınız bir şey var siz bizim idari amirimiz değilsiniz ve bu yüzden ben merkezden izin almadan bu emrinizi yerine getirmeğe selahiyetli değilim.Yoksa tabiiki ben doktor hanıma refakat etmekten şeref duyarım.
-Sen şimdi şerefi filan bir kenara bırak ben ne diyorsam onu yap tamammı
Ersen beyin sesi bir hayli sinirliydi ve onun bu tavrı Kemali’de sinirlendirmeğe yetmişti.Yapısı gereği hiç bir kabalığa ve kendine hakarete izin vermediği için bu güne kadar sürüldüğü ve tayin olduğu birimlerin sayısını çoktan unutmuştu.Ve Ersen beyin bu tavrına kendiside istemeden kızmıştı

-Ersen bey çok uzattınız ama, Ben gitmiyorum ve sizde gerekini yapın bakalım ne yapıyorsunuz görelim

Kemalin bu çıkışına Ersen bey daha’da kızarak Telefonu Kemalin yüzüne kapatmıştı. Aslında kemal bu sürtüşmeye girmiş olmaktan son derece üzgündü oysa Ersen bey daha nazik ve kibar olsaydı. Ne yapar ne eder Doktor hanımı götürmek için Merkezden kendisi izin alırdı ve bunca bağırış çağırışa gerek kalmazdı.Zaten onunla bir arada olmak onu mutlu etmeye yetiyordu.Ama şimdi gereksiz bir sürtüşme yüzünden bundan mahrum kalmıştı.Ersen bey ile yaptığı bu telefon konuşmasını tabiiki doktor hanımda duymuştu ve hiç bir şekilde olayın içine girmeye gerek görmemişti.Kemal telefonun başından kalkıp koridora çıktığında, doktor hanımla karşılaştı.Bir an utandı,Çünki Ersen beyle konuşurken kapısı ardına kadar açıktı ve sinirlendiği içinde bağıra bağıra konuşmuştu.Handan hanımında bu konuşulanları istemedende olsa duymuş olabileceğini düşündü ve mahçup bir eda ile

-Handan hanım sakın yanlış anlamayın tavrım size yönelik değil
- Neden yanlış anlayayımki. Her ikimizde devlet memuruyuz ve işimizi yapıyoruz . Her birimizin sorumlu olduğu kimseler var bu yüzden sizi anlıyorum
-Sanırım Ersen bey şimdi merkezi aramıştır ve onlarda bizim size refakat etmemiz için emir verirler ve sizi götürürüm hiç merak etmeyin.

Doktor hanımın cevap vermesine fırsat kalmadan . Dahili telefonu çalmaya başladı ve Handan hanım odasına girdi ve az sonrada çıktı.Kemal sordu

-Tamam değilmi her halde izin alınmıştır, çıkıyormuyuz
-Hayır Kemal bey siz haklıymışsınız. Sizin merkez izin vermemiş.
- Yaa.... Ne olacak şimdi
- Bir Şey olacağı yok. Ben kendi arabamla gideceğim.

Kemal bu gelişmeden sonra üzülsünmü sevinsinmi karar veremiyordu.Ersen beye karşı haklı çıkmıştı ama,Şimdide Doktor hanım yalnız gitmek zorundaydı. Hem bölgeyi iyi bilmiyordu. Hemde yapacağı iş pekte sevimli bir şey değildi. gecenin bir vakti bir ölüyle karşılaşmak. onu muayene ettikten sonrada tekrar onca yolu yalnız başına geri dönmek zorunda kalmış olması Kemali gerçekten üzmüştü. Nihayetinde genç bir hanımdı.ve şimdi yapacağı işte sinir bozucu bir işti .pekala Korkuyorda olabilirdi. Düşündü keşke merkeze kendisi uygun bir lisanla anlatmış olsaydı. Anlaşılan onlarda Ersen beyin tavrına gıcık olmış olacaklardıki izin vermemişlerdi.

-Doktor hanım ,gecenin bu vakti yalnız gitmenize benim gönlüm razı gelmez. Her şeye rağmen ,sizi ben götüreceğim.
-Ama Kemal bey izin vermemişler,nasıl olur
-Siz boş verin bu saatten sonra benim hiç bir şey umurumda bile değil.Şu andan itibaren ,Merkez filan benim tamammı . Sorumlulukta bana ait.
-Yoo olmaz Kemal bey benim için başınızın belaya girmesini istemem.Ben kendi arabamla gider gelirim
- Hayır olmaz siz inin aşağı hazırlığınızı yapın ben şimdi geliyorum.
Kemal Telsiz odasındaki Sağlık memuru Alinin yanına gitti
-Ali hadi gidiyoruz
-Nereye Kemal ağbi
-Yolda anlatırım , sen şimdi merkezi ara aracın lastikleri iniyor tamir etmeğe götürmemiz gerekiyor de izin al tamammı. ben aşağıda aracın başında bekliyorum seni
- Tamam şimdi ararım

İki dakika sonra Ali indi. Doktor hanım da araca binmişti birlikte yola çıktılar. Ekip söz konusu yere geldi Sağlık memuru ali ve Doktor hanım birlikte eve girdiler ve yarım saat sonrada Çıktılar geri dönüyorlardı. Ölüm raporu yazılmış iş bitmişti.

-Handan hanım geçmiş olsun
-Teşekkürler Kemal bey size de ali bey. Gerçektende yalnız başıma gelmeye hem ürkerdim hemde yolları bu kadar kolay bulamazdım.
-Sizin için her şeyi yapacağımı bilmenizi isterim Doktor hanım
-Sağolun Kemal bey
-Sizde sağ olun. doktor hanım pardon bir şey sormak istiyordum ama bilmem sormam doğru olurmu acaba
- Buyrun
-Şeey.......... Bey efendi’de Doktormu
-Hangi beyefendi
-Eşiniz

Hiç yorum yok: