28 Aralık 2007 Cuma

18-28

Doktor hanım Kemalin sorduğu bu suale hafifçe güldü
-Öyle bir beyefendi yok kemal bey. Yani ben evli değilim
-Ah!Çok affedersiniz Handan hanım.umarım bana kızmadınız
- Yoo hayır niye kızacaktımki.

Kemal öğreneceğini öğrenmişti..Bir an içinden “Evli olup olmadığını doğrudan sormuş olsaydım dahamı iyi olurdu acaba” düşünmeye başladı . Ama dolaylı yönden sormuş olmak daha kolay gelmişti.Handan hanım evli değildi. ve bunada çok memnun olmuştu.Her şeye rağmen bir beklentisi yoktu. onun istediği sadece candan sıcak bir dostluk bir arkadaşlıktı ve evli bir insanla ister istemez daha mesafeli olmasını bilecek kadar ince düşünceli biri idi. Ayrıca Yapısı gereği pek her kezle dostluk kuracak bir mizaca sahip biri değil tam tersi seçici idi. ve İşin güzel tarafı,Handan hanımı, o değil. Handan hanım, onu fark etmişti. Çünki kemalde o vasıflarda biri idi İçinden bu dostluğun sürmesi için dua etti.Kemalin gerçektende duası kabul olmuş gibiydi. o günden sonra ikisi arasında sıcak samimi ve saygılı bir arkadaşlık peydah olmuştu.
Tanışmalarının üçüncü ayı çoktan dolmuştu.Bu arada Sinirli bir mizaca ve ters bir karektere sahip olan Kemal Sağlık ocağı personellerinden bazıları ile takışmıştı o gün sinirini yatıştırmak için kapı önüne çıkmıştı .Gürültüyü duyan Doktor hanım merak edip Ne olduğunu sormak amacıyle Kemalin yanına geldiğinde Kemal :

- Doktor Hanım.Biliyormusunuz. iyiki aynı birimde ve sizin emirinizde çalışmıyorum.
-Neden Kemal bey
- Çünki ben yaradılış itibariyle asi ruhlu biriyim ve iş icabı belki birbirimizle ters düşmemiz gerekebilir ve istemeden’de olsa sizi kırmak zorunda kalabilirdim ve böyle bir şeyide asla istemezdim.

Handan hanım Kemalin yüzüne baktı ve iki elini göğsüne bastırarak

-Ayy ....Allah korusun Kemal bey ,Bende sizinle asla kırgın olmak istemem
- Teşekkür ederim Doktor hanım

Kemal doktor hanımın yüzüne sevgi ve muhabbetle baktı Gerçektende ,Ne olursa olsun onu asla kırıp incitmek istemiyordu.Kırmak incitmek bir yana onunla konuşurken kelimelerini bile özenle seçiyordu. Handan hanım çok zarif ve kabalığı asla kabullenemeyecek hassas bir yapıya sahipti.İçinden Eserle onun mukayesesini yaptı. Eser biraz daha fevri ve ataktı her türden şakalara cevap verir ve yapardıda. Ama Handan hanım her haliyle farklıydı.Ayrıca Eser hanımdan çok daha genç ve çok daha tecrübesizdi.Ve çok daha masum biri idi. Kemal onu’da,kibarlığı,ve Dostça yaklaşımıyle, bir şekilde etkilemeyi başarmış.Ve aynı zamanda etkilenmiştide. Ama daha önce aşk hayatında yaşamış olduğu acı tecrübe, onu daha temkinli olmaya zorluyordu. Kalbi ona farklı bir şekilde ısınmış olmasına rağmen.Yinede Arkadaşlıklarını daima bir resmiyet çerçevesi içinde tutmağa gayret gösteriyordu. Nihayetinde o Sağlık ocağının Doktoru kendiside,Sağlık ocağına bağlı olmasada,aynı binayı paylaşan bir başka birimin Şoförüydü.Yinede, neticede ikiside devlet memuru idiler ve, Handan hanımda Bir nöbet günü boyunca oranın yetkili amiri konumunday’dı.Fakat her şeye rağmen şartlar ne olursa olsun , Kemal nihayetinde bir erkekti ve hemde yalnız ilgiye şefkate muhtaç bir erkek.İlerleyen günlerde İkisi arasındaki dostluk bir amir memur konumunu aşmıştı, Sanki aynı sosyal sınıfın iki mensubu gibi idiler ama,yine’de, Kemal konumunun farkındaydı, İşte Bu yüzden hiç bir şey için hayal kurma ahmaklığında bulunmak istemiyordu.İstemiyordu ama hislerine’de gem vuramıyordu insan oğlu hayatında belki bir çok şeyi planlayabilirdi ama hislerini ve duygularını asla.Hiç kimse birilerini sevmiş olmak için sevmezdi ve böyle şeyler asla ısmarlama olamazdı.Hemde iki ayrı kadından iki değişik olay dolayısiyle darbe yemiş bir insanın çok kısa bir zaman sonra bir başka kadını ısmarlama seviyor olması düşünülemezdi.Sevgi ya vardır ya yoktur.Ve dünya üzerinde sevgiden daha kutsal ve değerli hiç bir meta olamazdı.Tabiiki sevgilerin karşılıklı olanı en güzeli idi ama bu her zaman seven için ön şart olamazdı. Önemli olan insanın kendi dünyasında ne hissettiği idi Birliktelik bir sonuçtu ama asla Sevmek için ön şart değildi. İnsan oğlu gerekli şartları sağladığı andan itibaren hayatını birileri ile şöyle yada böyle kurardı. ve tüm evliliklerde olduğu gibi sevgi daha sonradan tahakkuk edebilirdi. Kemalde,şöyle yada böyle, birileri ile hayatını nasıl olsa birleştirebilirdi.Ama,o Hayatının her döneminde sevgiyi birlikteliğin ön şartı olarak görmüşdü. Tüm ilişkilerinde seçici idi ve o evlenmiş olmak için evlenecek biri değildi.Her şeyde olduğu gibi kadında da kaliteye ve vasıfa önem veren bir insandı onun aradığı sıradan evinde koca bekleyen biri değil. tam tersi Cemiyet hayatını tanıyan, Görgülü ,Kültürlü ve ahlak sahibi insanlar tercih nedeni idi. Ve tabiiki öncelikle gönlü sevmeli hoşlanmalıydı.Yinede onun aradığı vasıftaki insanları, şu an içinde bulunduğu sosyal sınıfa mensup insanlar arasında ha deyince bulması kolay değildi. pek az insan tahsili olmadan kendi kendini yetiştirecek beceriye sahipti.İşte bu yüzden, Kemalin, yeniden hayatını kurmak için kendine seçeceği insana talip olması , bu günki sosyal yaşam standardının çok üstünde bir iş yapıyor olmasını gerektiriyordu.Hayatını şoför olarak sürdürmeğe devam ettiği müddetçe talip olacağı kadını bulması ve alması pekte öyle kolay gözükmüyor’du. İşte bu yüzden işinden istifa etmeyi düşünmeye başlamıştı. Kendine yeni bir dünya yeni bir hayat kurmalıydı. Kararını vermişti. O günlerde ,dört katlı evini,Şarköydeki yazlığını,ve teyzesinden kalan Fatihteki evleri ,satılığa çıkartmış ve uygunda müşteriler bulmuştu. İşinden istifa edip ,Elde edeceği parayı sermaye yaparak üç arkadaşı ile birlikte otomobil galerisi açma planları yapmaktaydı. Her şey hazır sayılırdı.Ve son bir hamle yapması gerekiyordu.Bu arada, Handan hanımla yoğun arkadaşlığı süresince Eser’i unuttuğunu sanıyordu ama,bir gece Eser’i rüyasında gördü öylesine etkilendi ve öylesine kafası karışmıştıki, Onu hala unutamadığını anlamıştı. Handan hanım mutsuz,ve hüzünlü günlerinde karşısına çıkmıştı. Onun varlığı, Eser’den ayrı kalmış olmanın verdiği iç sıkıntıları bir nebze olsun hafifletmişti Onu sevmiştide . Ama herşeye rağmen ,Kafasının içinde,ve düşüncelerinde hala Eser hanım varken,Geleceğe ait sağlıklı plan yapması, Sağlıklı bir karar alması asla mümkün değildi. Ve yeni acılar yaşamak istemiyordu Çünki Nedenini bilmeden Handan hanımdan etkilenmişti. Acaba içinde Eser hanıma olan sevgisinin ne kadarı ölmüştü.ve gelecek günlerde Esere olan tutkusuyle başa çıkabilecekmiydi. Bu yüzden Geçmişte Eser’in yanında olduğu gibi Handan hanımla beraber ve bir arada olmak, onu korkutmağa başlamıştı Kendi birimlerine bakan Sorumlu personel müdürüne gizlice rica ederek nöbetlerini Handan hanımla çakışmaya cak günlere kaydırdı.Ve onu görmemeğe karar verdi çünki. Tekrar ikinci bir kadına bağımlı olmaktan korkmuştu. Hem sonra ona farklı duygularla bağlı olmuş olması her şeyi çözecekmiydi. Belkide şu anda Handan hanıma hisettiğini zannettiği duygular belkide yalnızlığının ve terk edilmişliğinin bir oyunuydu ve fantazilerinde belkide çok ileri gitmişti.Handan hanımın ,onunla anladığı manada ilgilenmiş olduğunu hiç düşünmemişti.Ve böyle bir sinyalde almış değildi belkide genç kadın sadece iş icabı yakın davranıyor olabilirdi. Hem seven insan onu her şart altında ne iş yapıyor olursa olsun sevemezmiydi. gerekli şartlar ortaya çıkmadan Şimdi bir ticaret hayatına atılmayı düşünmek ve onca memuriyet hayatını bir tekmede yıkmış olmasının bir anlamı yoktu.Bütün bu olumlu ve olumsuz düşünceler kafasının içinde bir çarpışma halinde idi. Belkide tüm bunlar , kendi kendini kandırmak için uydurduğu bir bahanelerdi.Oysa gerçekte,Kemal Kendini öylesi ne yorgun ve yaşlı hisediyorduki, ve tembelliğe ’de öylesine alışmıştıki. Bir kaç gün sonra , bir macera olabilecek ticaret hayatına atılma fikri onu korkutmuş. Evini satmaktan,ve ticaret hayatına atılmaktan vaz geçmişti. Zaten çoktandır Handan hanımlada görüşmüyor lardı.Ve galiba onun yokluğunada kendini yavaş yavaş alıştırmasının vakti gelmişti .Zaten haddinden fazla düş gördüğüne inanmaya başlamıştı.Bir kaç nöbet sonra Çalıştığı iş yerindeki Şoför arkadaşlarından biri, merkeze tayin yaptırıp gitmiş ve Nöbetler boş kalmasın diye personel müdürü Kemalin ve diğerlerinin nöbetlerini tekrar bir gün geriye çekmiş , bir kaç gün sonra gelecek şoför iş başı yapıncaya kadar nöbetler aksatılmasın istiyordu. ve çok kısa bir zaman sonra Beklenen diğer şoför gelmişti ama Kemalin yine nöbetleri aynen eskisi gibi Handan hanımla çakışmaya başlamıştı. Kemal Personel müdürüne aynı Teklifi bir daha yapmaya yüzü tutmadı, çünki bu sefer sebebini soracak olursa verebileceği bir cevabı yoktu ve söyleyemezdi’de . bu yüzden kaderin garip cilvesi yine her şey eskisi gibi olmuştu ama,Yaptığı ilk şey’de, yavaş yavaş Doktor handan hanımla arasına bir mesafe koymak olmuştu Ama bunu , onu kırmadan ve hissetirmeden yapmıştı . Kemal Eser’le Yoğun arkadaşlıkları sırasında, kendi hakkında öyle çok şey öğrenmiştiki. kadınlara karşı ne kadar zayıf olduğunu fark etmişti. Geçmişte bazı kadınlara kaba davranıp, bazen terslik bazen sertlik yapıyor onlara , acımasız gibi gözükmek istiyordu Aslında bu kendini koruma iç güdüsünden başka bir şey değildi.İlk defa olarak Handan hanıma bu ters mizacını göstermek içinden gelmemişti ona elinden geldiği kadar nazik ve kibar olmağa azami gayret göstermişti .İşte bu yüzden bir gün istemedende olsa onu kırmamak için yanından ayrılmayı istemişti. ve ayrılmıştıda ama bu ayrılık pek kısa sürmüştü. Kemal çoğunlukla boş vakitlerinde yani nöbetçi olmadığı zamanlarda,Karagümrükten Fatihe kadar yürüyüş yapardı. O günde etrafa baka baka bir arkadaşı ile geziniyorlardı.Yavuz selime geldiklerinde Genç bir delikanlının yere tezgah açıp Gümüş kolyeler sattığını gördü Tezgahın başına geldiğinde ilk gözüne takılan şey Arslan burc’lu bir kolyeydi. Almak istedi ama sonra vaz geçti Hem kime alacaktıki kendisi koç burcuna mensuptu. Elinde olmadan acı acı güldü.Çünki bu Eser’in burcu idi ve geçmişte, Kemal ona bu burçlu kolyeden almıştı hemde altın olanını . İşte bu burç yine kemalin içinde bir takım hatıraların uyanmasına vesile oldu.Hemde acı hatıraların. Tezgahın başında ayrılıp yürümeğe başladı. Henüz bir iki adım atmıştıki,durdu sonra burcu almağa karar verdi.Fakat,neden alması gerektiğini bir türlü anlamadı ama illede alması gerekliymiş gibi geliyordu. Dayanamadı aldı. Elinde şöyle bir evirip çevirdi. önce kendi kendine belki Eseri bir şekilde hatırlamak için almışımdır dedi sonra bunun iyi bir fikir olmadığına karar verdi.Nesini hatırlayacaktıki biten bitmiş giden gitmişti. Daha sonra aklına başka bir şey geldi ama boş verdi. Fazla üzerinde durmadı.En azından aklına gelen şey için,yinede alacaktı Tezgahtar çocuğa Kolyenin zincirini çıkarıp geri verdi,Parasını ödeyip, gümüş burcu cebine attı ve bir dahada bu konuyu kafasına takmadı.Belkide o üzerinde bulunduğu sürece ona uğur getirirdi.Gerçi .böyle batıl inanışları olan biri değildi ama almıştı işte. Demekki. yinede bazı alışkanlıklar hemen terk edilemiyordu.Sebeb ne olursa olsun almıştı . Günler ne kadarda çabuk geçiyordu.Yirmi dört saat bir fiil çalışıyor. üç gün aylak aylak geziyordu. Ertesi günü yine nöbet vardı.Ve yine Handan hanımla beraberdi. uzun zamandır , beraber tuttukları nöbet günlerindeortalıkta gözükmüyor, görevli olmadığı zamanlarda’da odasından çıkmıyordu. Ondaki bu değişimi Handan hanımda fark etmiş olmalıki oda eskisi kadar Kemali arayıp sormuyordu.Bazen koridorda karşılaşıyorlar birbirlerine hafifçe bir tebessüm ediyorlar sonra her kez kendi işinin meşguliyetine devam edip gidiyordu..O gece , Kemal kapı önünde oturuyordu . Yanındaki Özden hemşireyle sohbet ediyorlardı .Son Hastasınıda muayene eden Doktor hanım Kapı önüne geldiğinde Kemali görünce birden geri çekildi ama Kemalde onu görmüştü. Doktor hanımında kapı önünde oturmayı sevdiğin biliyordu,eğer seslenmeyecek olursa Handan hanımın odasına çekilip gece boyunca bir daha aşağı inmeyeceğini biliyordu. Eğer o şu anda gelmiş olduğu için kendisi kalkıp gitmiş olsa bununda çok büyük bir kabalık olacağını da iyi biliyordu.İşte Bu yüzden Seslenmek zorunda hissetti kendini .

- Doktor hanım buyurmazmıydınız

Handan hanım Kemale doğru baktı,Cevap vermedi ama Sanki, rahatsız etmiş olmayayım der gibiydi.

-Lütfen Doktor hanım

Ayağa kalkarak Handan hanıma yer gösterdi. Handan hanımda isteksiz bir şekilde oturdu belki o’da biraz evvel Kemal gibi düşünüp ayıp olmasın diye oturmuş gibiydi. Ortada kimsenin kimseye bir kırgınlığı ve dargınlığı yoktu ama. sanki bir soğukluk havası hüküm sürüyordu tabiiki bunun nedenide Kemalin Bir kaç gündür değişen davranışlarından kaynaklanıyordu. Çünki, Handan hanım Kemale karşı en ufak imalı bir söz bile söylememişti. İşte bu yüzden Kemal Bu güne kadar göstermiş olduğu bu tavrı,o andan itibaren terk etmeğe karar verdi.Suçlu olduğunu kabul etmişti ve böyle davranmaya hakkı yoktu. Her ne olursa olsun Doktor hanıma şükran borçluydu.Ve davranışını değiştirmesi gerekiyordu.işte bu davranışını sohbetinede yansıtması havayı yumuşatmış , ve iki arkadaş yine hiç bir şey olmamış gibi sıcak bir sohbetin içine girmişlerdi. Az sonra Özden hemşire ocağa çay koymak için kalktı mutfağa girdi.Doktor hanım:

- Kemal bey iyi’ki sizde bu binada nöbet tutuyorsunuz yoksa koca binada iki hanım gerçekten tek başımıza kalmağa korkardık en azından bu kadar huzurlu olamazdık.

Kemal o anda ne demesi gerektiğine karar veremedi susmayı tercih etti . Ne diye bilirdiki “O zaten şu anda ve bir kaç aydır hayatının en güzel günlerini geçirmiyor muydu. Çünkü Handan hanımla aynı çatıyı bir gece bile paylaşıyor olmak onun için bir nimetti sanki, Bir an Handan hanımdan böyle bir şey duymuş olmak onu çok mutlu etmişti. lafı değiştirmek amacıyle sordu.

-Handan hanım Burçlara inanırmısınız
-Her zaman değil, ya siz
-Ben eskiden inanmazdım ama son günlerdir Burçlarla daha doğrusu,Astrolojiyle ilgili kitaplar karıştırıyorum . ilginç tesbitlerde bulundum. Eğer gerçekten bilimsel bir şekilde araştırılır,ve incelenirse ,Burçların insan yaşamın da bir tesiri olduğuna inanıyorum.
- Burcunuz ne,Kemal bey
- Koç ,Ya sizin
- Benimkide Arslan
- Arslanmı ,
- Evet
-İnanmıyorum
- Neden,
-Bilmiyorum ama,dün bir an burcunuzun Arslan olabileceği aklıma gelmişti,ama sonra sadece bir düşünce deyip üzerinde durmamıştım .
-Olabilir, Sizce bir mahzurumu vardı
- Yoo hayır ne münasebet . Ama Birden şaşırdım.
- Neden şaşırdınız

Cebinden bir gün evvel almış olduğu Burcu Handan hanıma uzatarak

-Şaşırdım Çünki ; bunu size almıştım ,Hemde burcunuzu kesin bilmediğim halde. eğer kabul ederseniz çok sevinirim.
- Çok teşekkür ederim, bende bunu anahtarlığıma takıp sizi hatırlayacağım tekrar teşekkürler.

Üst kattan sağlık memuru Alinin yanlarına gelmesi ile konuşmayı kestiler

- Kemal ağbi merkezden arıyorlar.Gidiyoruz
- Görevmi var
- Öyle sayılır, Şu telefona birde sen baksan iyi olur

Kemal bir koşu üst kata telsiz odasına çıktı telefon açıktı
-Buyrun efendim ben Şoför Kemal
-Kemal bey Ben merkez sorumlu tabibiyim.Sultanlı sağlık ocağı birimimizin şoförü bugün aniden rahatsızlandığı için görevi bırakmak zorunda kalmış. Orada iki hemşiremiz var ve yalnızlar sizi bu gece orada görevlendirdik sağlık memuru arkadaşı da alın oraya haraket edin lütfen.

Kemal duyduğu bu talimattan hiçte hoşnut olmamıştı. Hemşireler yalnız ne demektiki,Burda’da Doktor ve hemşire yalnız değilmiydi daha biraz önce Handan hanım Kemal’lerin burda olmuş olmasından hoşnut olduğunu söylememişmiydi.Birden sinirlendi ama bunu belli etmek istemedi sorumlu tabibe yumuşak bir şekilde cevap verdi

- Doktor bey ,Acaba rica etsem bu gece için Hemşire hanımlar buraya gelemezlermi. Hem bizim burası onların kalması için daha müsait. Yerimiz daha elverişli.Ve hemde ben o civarı iyi bilmiyorum. ve randımanlı bir çalışma yapamayız gibime geliyor. Rica etsem sizde insiyatifinizi kullanıp onları burada görevlendirseniz ben gider onları buraya getiririm
- Evet Kemal bey söylediğiniz daha makul onları sizin orada görevlendirmek galiba daha doğru olacak.

Telefon kapanmıştı.Kemal tekrar aşağı indi Doktor hanım
-Hayrola Kemal bey,görevmi çıktı.
-Hayır bizi bu gece başka yere görevlendirmeyi düşünüyorlarmış
-Yaaa öylemi.........
- Merak etmeyin canım.Doktor beye rica ettim.Ordaki hemşireler buraya gelecek.Biz bir yere gitmiyoruz
-Hah işte buna sevindim

Kemal üst kattan Sağlık memuru Alinin seslenmesi ile merdivenleri birer ikişer çıktı
-Hayrola Ali
-Merkezden aradılar Hemşireler gelmiyormuş biz oraya gidiyoruz.

Kemalin bir anda kan beynine sıçramıştı ne demek hemşireler gelmiyordu.Doktor hemşirelere nasıl söz geçi remezdi. eğer onlar gelmiyorsa kendiside gitmeyecekti.

-Kemal ağbi hadi gidelim
-Hayır Ali ben gitmiyorum
-Nasıl yani..... gitmiyoruz olurmu
-Bas bayağı olur

Kemal telefona uzanıp Merkezi aradı

- Hocam Sağlık memurunun söylediğine göre hemşirelere söz geçirememişsiniz doğrumu
- Kemal bey bunun söz geçirip geçirmemekle ilgisi yok ben böyle uygun görüyorum siz oraya gideceksiniz
-Demin öyle uygun görmemiştiniz şimdi bu değişikliğin Bana gerekçesini söylermisiniz neden onlar gelmiyorda biz gidiyoruz.
-Ben öyle istediğim için
- Kusura bakmayın ama ben öyle istediğim için filan deyip bizi bir yere gönderemezsiniz ben dünkü memur değilim eğer gerçekten görevli olduğumuz yerden bizi çekmek istiyorsanız o zaman normal prosedürü uygulayın
-Neymiş o prosedür
- Bize yazılı emir verin ,Biz oradan ayrıldığımız andan itibaren, olabilecek her hangi bir olumsuz durumda bizimde kendimizi savunacak bir vesikamız olsun. Yani bize yazılı emir fakslayın
-Kemal bey lütfen eski köye yeni adet getirmeyin.Ben gidin diyorsam gidin lütfen. yoksa hakkınızda iyi olmaz. Bu güne kadar kimseyi görevlendirirken yazılı emir filan uygulaması yapmadık
-İyi yapmadıysanız şu andan itibaren yapın işte .Size iyi günler eğer fakslarsanız gideriz.

Kemal daha fazla konuşmaya gerek görmedi.Ve tabiiki görev için faks filan gelmedi ama yarım saat sonra genel müdür muavini ahmet bey aradığında aynı cevabı onada verdi. hemde onu kıramayacak kadar sevdiği halde çünki bu iş artık onun için bir onur meselesi haline gelmişti. Gemileri yakmıştı artık ve geriye dönüş yoktu ama bir kaç gün sonra Şileye sürgüne gidiş vardı.Kendisini şimdiki iş yerinden vilayet emriyle Şile’ye geçici olarak görevlendirmişlerdi. Ve yirmidört saat içinde haraket etmesi emredilmişti.Kemale doktor hanımdan bir gece olsun ayrı kalmak istememesi ona biraz pahalıya patlamıştı.Önünde iki seçenek vardı ya istifa edip ayrılacaktı.yada gidecekti.Ama aklın yolu birdi ve zaten Doktor hanımla şartlar ne olursa olsun bir araya gelme durumu söz konusu değildi.Çünki kendi durumunun ve onun durumunun ne olduğunun farkındaydı. belkide böylesi daha iyi olacaktı belki bir kaç zaman sonra göz görmeyince,gönül katlanacak,belkide unutacaktı ve unutması gerektiğinide çok iyi biliyordu.Bu kaçınılmazdı. Ona karşı dayanılmaz bir zaaf duyuyordu ama doktor hanım ona hiçte sandığı gibi bir yaklaşım içersinde değildi.Arkadaşlıkları hep bir mesafe içindeydi .Bir an onu kendine çok yakın buluyor bir an neredeyse o erişilmez biri olup çıkıyordu . belkide bu şile macerası onun için bir kurtuluş vesilesi olabilir. belkide hayatında bir yeni sayfa açılması için bir fırsat olabilirdi. belki kaderi onu istemediği halde. oraya sürüklemiş olmakla çok güzel bir sürpriz hazırlamışta olabilirdi.Kemal verilen emrin aksine gidişini bir kaç gün geçiktirmiş ve sonunda gitmeğe karar vermişti.Gitmesinden bir gün önce otomobil pazarına giderek kendine bir araba almıştı. bu güne kadar hiçte böyle bir tutkusu olmamıştı. Yirmi dört sene evvel aldığı otomobille heves ettiği araba sevdasını köreltmişti , ama şimdi ihtiyacı vardı . En azından hafta sonları ya’da izinli olduğu günler atlar arabasına bir saat içinde İstanbulda olurdu.Çalıştığı iş yerine uğradı. arkadaşlarına veda etti ve üzgün mahzun ve kırgın bir şekilde çalıştığı yere son bir kere baktı.Ve içinden sanki bir şeyleri koparıyorlarmış gibi geldi ve belkide bir daha asla doktor hanımı göremeyecekti.Ama hayat devam ediyordu ve ne sürprizler hazırlayacağı hiç belli olmazdı.

Hiç yorum yok: