28 Aralık 2007 Cuma

100-110

tıklattığın da Handan hanım açmış ve soran gözlerle Kemale bakıyordu.

-Handan hanım izin verirseniz içeri girmek istiyorum.
-Ne istemiştiniz
-Muayene olmak istiyorum

Handan hanım muayene lafını duyunca kapının ağzından çekilmiş bir adım geri atmıştı kemalde kapıdan içeri girdi.

- Doktor hanım iyi akşamlar,Rahatsız etmek istemezdim ama ben rahatsızım.
-Hayrola kemal bey,neyiniz var.
-Bakın bir senedir,başım ağrımıyordu ama geçen ayın 12 sinden beri baş ağrılarım yeniden nüksetti.

Doktor hanım şaşkın şaşkın Kemal’in yüzüne bakıyor ve söylediklerinden bir anlam çıkarmağa çalışıyordu.

-Henüz bana oturun demediniz ama, ben desenizde demesenizde oturacağım.Ve beni dinlemeden de şurdan şuraya kalkmayacağım.
-Buyrun oturun o halde.
- Evet geçen ayın 12 sinde size aldığım hediyeleri yüzüme fırlattınız.
-Estağfurullah ben size bir şey fırlatmış değilim elinize verdiğimi çok iyi hatırlıyorum.
-Ne fark ederki,Değilmiki geri verdiniz,Bu hiç bir şeyi değiştirmez.Her neyse ben o olayda çok üzülmüştüm kendime haksızlık yapılmış gibi görüp, ve Size çok kızmıştım Daha sonra sakınleşip daha sağlıklı düşününce, Bu seferde kendimi suçlayıp vicdan azabı duymaya başladım.Gerçektende size öyle davranmaya hakkım yoktu.Her neyse olan oldu.Sonraki günler ise varlığımın sizi rahatsız ettiği kanısına vardım.
-Evet rahatsız etmeğe başladı
-Zaten bunun farkındayım.Buda beni öldürüyor.Çünkü her ne olursa olsun, sizin üzülmenizi hele benim varlığımdan rahatsız olmanızı asla istemiyorum.Benim buraya ne zorluklarla geri gelmiş olduğumu tahmin bile edemezsiniz. Ve ben sırf siz buradasınız diye geldim. Lütfen benimle açık konuşun,Gitmemi istiyormusunuz. Ben buraya geri geldiğim gibi, giderimde. Allaha şükür tayinimi nasıl olsa bir şekilde yaptırırım. bunda bir zorluk çekeceğimi sanmıyorum. Söyleyin gitmemi istiyormusunuz.
-Kemal bey burada bir sürü arkadaşınız var, sizden böyle bir şey istemeğe hakkım yok.
-Benim buradaki arkadaşlarım zerre kadar umurumda değil.Siz varsınız diye bu bina bir anlam kazanıyor.

Handan hanım Kemalin bu sözü üzerine elinde olmadan hafifçe tebessüm etti.

-Peki Lütfen,banada diğerlerine davrandığınız gibi davranamazmısınız
-Ben size farklı davranmıyorumki, farklı olan sizsiniz
-Nasıl yani
-Güzelsiniz, kibarsınız, ahlakınız farklı,Siz her şeyinizle farklısınız,Ve bende elimde olmadan,bu farklılığı sevmişsem ,neden suçlu olayımki.Bakın size,bilmediğiniz bir şey söyleyeceğim.Burada temizlik işlerimize bakan bir hayriye hanım var kendi halinde saf bir insan.Onun beni sevdiğini bilmeyen yok.Evet o’da bir insan ve oda herkez gibi birilerini sevme hakkına sahip. Evet beni seviyor. ama bunun bana bir zararı yokki. gönül bu . Bende onun bu sevgisine saygı duyuyorum .Ne yani şimdi o kadın beni seviyor diye,O’na karşı düşmanlıkmı beslemem lazım.Oysa siz bana düşman oldunuz

Kemal,Hayriye hanımın Kendisine aşık olduğunu söyledi ğinde Handan hanımın birden yüzü asılır gibi oldu, şaşırmıştı. çabuk toparladı

-Ama ,siz beni yanlış anladınız.
- Hayır sizi yanlış filan anlamadım.Hatta sizin hakkınızda Kendime yönelik en ufak bir yorumda bile bulunmadım Bakın, size aşık filan değilim. Ama eğer siz böyle benden kaçacak olursanız, bana böyle tavır almağa kalkarsanız o zaman daha büyük kötülük yaparsınız .İşte o zaman duygularımı denetleyemem . Korkarım galiba o zaman size aşık olurum ve buda benim felaketim olur.Bunu istemem. Ben hayatımda Aşık olupta mutlu olan bir kişi görmedim. Lütfen geçmişte olanları unutalım , Yine eskisi gibi iki dost, iki arkadaş, hatta iki kardeş gibi olalım.Eskiden karşılıklı oturur kahve içer konuşurduk.
- Kemal bey yine içeriz
-Tamam teşekkürler ama ne olur kaçmayın benden. Sizin kapı önünde oturmayı sevdiğinizi biliyorum.Bende seviyorum . Ama çocuklar gibiyiz, siz varsanız ben gidiyorum. Ben varsam siz kaçıyorsunuz.Ve buda beni çok üzüyor.
- Ama benim yanınıza gelmemden rahatsız olanda sizdiniz.öyle değilmi.
-Lütfen hatırlatıp,daha fazla mahçup etmeyin beni,Bu size karşı yapılmış bir terbiyesizlikten kaynaklanmıyor. Ben o gece büyük bir sabırsızlıkla gelip oturmanızı beklemiştim. Siz ise gelmediniz. Amacım biraz kapris yapmak,sitem etmekti ama beni yanlış anladınız.Söz veriyorum.Bundan sonra siz istemezseniz yanınıza bile sokulmayacağım.
- Hayır kemal bey mesele bu değil.Burada sanıyorum, sizin,bana karşı olan zaafınızı bilmeyen yok gibi,Ve dile düşebileceğimizi hiç düşünmüyormusunuz . Ve buda benim en çok korktuğum şey.Hala anlamadınız mı,ben böyle şeyden çekinen bir insanım. bu güne kadar ben sizin dışınızda hiç bir erkekle oturmadım . ama anladımki bunda’da hatalıymışım.Siz beni hediyelere boğdunuz Ve bende bundan rahatsızlık duydum.
-Ne kötülük varki bunda.İnsan sevdiği kişiye hediye vermezmi .İçimden taşan bu sevgiyi nasıl ifade edecektimki,Ve ben asla, sizin beni sevmenizi isteme dim.Bugüne kadar böyle bir beklentimde olmadı. Beklemi yorumda. Ben ikimiz arasındaki sosyal sınıf farklılığını bilmeyecek kadar aptalmıyım.Ve sizden böyle bir şey talep edecek kadar insafsızmıyım. Ama sevgimle sizi boğduğumu biliyorum. İşte bunda haklısınız .Bakın devamlı ben konuşuyorum, ve belkide sizi konuşmalarımla sıkıyorum.Fakat konuşamazsam , daha sonra kafamın içinde konuşmağa başlayacağım buda benim için kötü olacak.Size bir şey anlatayım dinleyin.Bu cumartesi günü Genel Merkez Müdür Muavini Yeliz hanımın nikahı vardı. Bilmem tanıyormusunuz
- Hayır tanımıyorum ismini duymuştum.
-Ortalıkta 40 derece sıcak olmasına rağmen,takım elbise ve kravat takıp, o sıcakta kan ter içinde onun mutluluğunu görmek için gittim.Kendisi eski bir amirim aile dostum ve arkadaşım.ve geçmişte onunlada oturup,sohbetler ettik dertleştik,onada zaman zaman hediyeler gönderdim.Fakat hiçte, sizinle olduğu kadar sorunlar yaşamadık.Sizede,her zaman en az onun kadar saygı duydum.Şimdi hala beni bir takım şeyler için suçlayacakmısınız.
-Bilmiyorum,ne düşüneceğimi bilemiyorum.Belki sorun bendedir.Belki problemli olan benimdir.Kafamın içinde bir çok mesele var içinden çıkamadığım meselelerim var.Onunla konuşuyor görüşüyor olabilirsiniz.İyi bir arkadaşlığınızda olabilir.Hepsi güzelde, belkide ben böyle arkadaşlıklara kapalıyımdır bilemiyorum.Dedim ya belkide anormallik bendedir.
-Söyleyin derdinizi birlikte çözmeğe çalışalım. Beni iyi bir dost kabul edin,Yardım edeyim,Size seve seve yardımcı olurum.
-Hayır Kemal bey bana yardım edemezsiniz,Çünki ben bile düşüncelerimden Çıkarmağa uğraşıyorum.Neyi nasıl düşüneceğimi şaşırdım.
-Pek ala, hala dostmuyuz.Bütün bu olanları boş verin unutun gitsin.Ama şunu unutmayınki.Hala bu binada, bu teşkilatta,size her derdinizde her probleminizde yardıma hazır olduğumu bilin.Sizin için herşeyi yaparım . Hadi,ne olur söyleyin,yine eskisi gibi dostmuyuz.

Doktor hanım cevap vermedi sadece gülümsemekle yetindi.

-Peki teşekkür ederim.İşte böyle hep gülün,ve ben sizin gülmenizi istiyorum.çünki size gülmek yakışıyor.
-Teşekkür ederim.çok naziksiniz
-Bende teşekkür ederim.Şimdi artık huzur içinde kalkabilirim.

Kemal doktor hanımın yanından ayrıldığında,yüzü gülüyordu.40 günlük dargınlık bitmişti.Her şey pekte istediği gibi gitmemiş olsada artık en azından dargın değillerdi.En alttaki çay ocağına inip sıcak su aldı kendine bir kahve yaptı. kapı önüne gelip oturdu.Birde sigara yaktı.artık huzurluydu.Kahve bittiğinde,birden aklına geldi.Doktor hanımla konuşurken gözü hep masanın üzerindeki vazoya ve çiçeklere takılmıştı.o ana kadar unutmuş olduğu bir şey aklına geldi.Handan hanım bütün hediyeleri geri vermişti ama ,çiçekleri geri vermeyi unutmuştu.Belkide yılbaşında Onuda kemalin getirmiş olduğunu hatırlamadığı için geri vermemişti.Eğer hatırlıyor olsaydı mutlaka geri verirdi.Hayatı boyunca yapmadığı bir şeyi yapacak onlarıda geri isteyecekti . Madem evine getirmemiş devamlı orada bırakacaktı.O halde neden başkaları onları temaşa etmiş olsunlardıki. Diğerleri için o çiçeklerin hiç bir anlamı yoktuki.Eğer kemale biraz kıymet veriyor olsaydı,evine götürürdü veya onun almış olduğunu hatırlar onlarıda geri verirdi.En iyisi hatırlatıp geri istemeliydi.Fincandaki son yudum kahveyide içti yukarı çıktı . Handan hanım koridorda idi arkası dönük camdan dışarsını seyrediyordu.seslendi.

-Doktor Hanım...Sanıyorum çiçekleri geri vermeyi unuttunuz

Handan hanım hafifçe tebessüm etti
-Hayır unutmadım. özellikle vermedim.Daha doğrusu vermeye kıyamadım.Ama isterseniz hemen verebilirim
- Hayır. Hayır,asla istemiyorum. Zaten geri almak, için sormamıştımki.
Kemal Duymak istediğini duymuştu. ve mutluda olmuştu demekki unutmamış ,özellikle vermemişti . Handan hanım,bir an odaya gider ve geri getirir diye çok korktu. Alel acele kaçarcasına .Biraz evvel korkarak çıkmış olduğu merdivenleri şimdi ikişer ikişer atlayarak iniyordu. çok mutlu olmuştu .Çıkış kapısı önüne geldiğinde duvarda asılı panoya elinin tersi ile öylesine vurduki. panonun camları tuzla buz oldu.Eli kesilmişti ama en azından şimdilik yüreğindeki kanama durmuştu.


YENİ STRATEJİLER KEŞFETMEK LAZIM

Handan hanım kafasını bir hayli karıştırmıştı. Lafın arasında Kemalden rahatsız olduğunu söyleyecek kadarda insafsızca davranmıştı.Onun zaafı her halde başını döndürmüş, şimdide sıkılmış ve araya mesafe koymak istiyor olmalıydı.Gerçektende Handan hanıma hiç kimsenin veremeyeceği kadar kıymet vermişti. Yüreğindeki sevginin bütün sırlarını ona açmıştı. Bu yüzden büyük bir pişmanlık duyuyordu. Öyleyse ona göstermiş olduğu bu ilgiyi geri almalıydı. Bu yüzden, yeni yöntemler bulup, handan hanımında, artık kendisi için bir anlamı kalmadığını göstermesi gerekirdi.Bir an için barışmak onu mutlu etmişti ama,acımasızca davranıp varlığından rahatsızlık duyduğunu söylemesi Kemalin gururunu kırmıştı.Bu günden itibaren her şeye yeni baştan başlamalıydı.Ne yani yer yüzünde bir tek handan hanım’mı vardı. Ve birtek onun arkadaşlığına’mı ihtiyaç duyuyordu. Her şey değişme liydi.Anlaşılan Handan hanım artık Kemale mesafeli durmağa karar vermişti. Öyleyse yapacağı bir şey yoktu Ama hala anlayamadığı bir şey vardı.Madem dostluğunu Onun dostluğunu kendine yakıştıramıyordu. Neden geçmişte ona sanki özel biri imiş gibi davranmıştı. oysa o böyle bir şey talep etmemiştiki . Anlaşılan,barışmaları sadece lafta kalmıştı. Bir araya gelip sohbet etmiyorlar. Doğru dürüst konuşmuyorlardı bile. Sabahları sadece kuru bir günaydın, ertesi günü paydoston sonra iş yerini terk ederlerkende kuru bir allahaısmarladıktan başka tek kelime etmiyorlardı.Kendisi ile konuşmuyor olduktan sonra kemal için selamlaşmış olmasınında bir anlamı yoktu ve karar vermişti artık selam filanda vermeyecekti.hatta öyle bir tavır sergileyecektiki. O bir vesile ile yanında bile olsa onun varlığını görmezden gelecekti.Yok farzede cekti . Nitekim bir kaç nöbet beraberlikleri sırasında onun yüzüne bir an için bile bakmadı hatta yanından geçerken başını bir an için çevirip yüzüne bile bakmadan yoluna devam edip gidiyordu. Ne bir sabah selamı ne veda etmeden nöbetleri bitirip çıkıyorlar, her kez kendi yoluna gidiyordu.Handan hanım Kemalin bu son davranışından eni konu rahatsızlık duymaya başlamıştı.Belki o bu dargınlığı istemiyordu ama yinede bir şeyler onu kemalden uzak durmağa zorlar gibiydi.O her ne düşünüyor olursa olsun Kemal artık umursamamağa çalışıyordu. Madem varlığı onu rahatsız etmişti. öyleyse bundan sonra dostluk beklemeninde bir anlamı yoktu. Bu arada bir kaç gündür eski eşi leylada sık sık arar olmuştu.onunda aslında kemalle yeniden bir araya gelmek gibi bir düşüncesi yoktu ama .nede olsa yılların vermiş olduğu bir alışkanlık vardı.gerçi ayrıldıktan sonra bir kaç kere yemeğe çıktılar Kemal her seferinde yeniden başlamak için ona çok dil dökmüştü ama Leyla her seferinde olayları zamana yaymayı teklif edip bir nevi oyalamağa taktiği güdüyordu . Anlaşılan Kemalle yeniden bir araya gelmek istemiyor ama,onu elinin altındanda kaçırmak istemiyor gibiydi. Sabah iş yerine geldikten bir kaç saat sonra telefon çaldı arayan leyla idi.

- Merhaba nasılsın
-Teşekkür ederim sen nasılsın
- Bende iyiyim teşekkürler . bu gün nöbetçisin ha !
- Evet bildiğin gibi, ne yapalım bizimde işimiz bu.
-Şu anda ne yapıyorsun
-Ne yapalım oturuyoruz işte , bir iş çıkarsa gideceğiz. sen ne yapıyorsun
- Ne yapayım,bende evdeyim, malum bu gün pazar biz senin gibi pazar günleride çalışmıyoruz.
-Bir programın yoksa gelsene
-Nereye iş yerinemi
-Herhalde yani işi bırakıp dışarda buluşacak halimiz yok ya.
- Peki,Ya ben, oradayken işin çıkarsa
-Olsun canım azami yarım,bilemedin bir saat sonra dönmüş olurum. kaldığımız yerden devam ederiz.
- Bilmemki
-Sen bilirsin, gelirsen laflarız biraz.Hem belki beni özlemişsindir.
- Şu anda bir şey söyleyemem. eğer gelmeğe karar verirsem seni ararım.şimdilik hoşçakal
-Tamam bekliyorum

Telefon kapandıktan sonra Kemal düşünmeğe başladı acaba eski eşini çağırmakla iyi yapmışmıydı. çünkü, Handan hanımda bugün buradaydı.Birden bir şeyi fark etti
Karısını iş yerine, şuur altından aldığı bir emirle özellik le çağırmıştı.Çünki Handan hanımın onu görmesini istemişti .Gerçektende leyla hanım çok güzel bir kadındı. ve handan hanım ise onu bir kere bile olsun görmemişti . Kemalin eski karısı olduğunu nerden bilecektiki.Madem kemalle arkadaşlığı kendine yakıştıramıyordu. Ona,En az kendisi kadar güzel bir kadınla arkadaşlık yapabileceğini göstermiş olacaktı.Aslında buna nisbet vermek demek daha doğru olurdu. evet Handan hanıma nisbet vermek için Leylayı çağırmıştı.Bunları düşünürken telefon yeniden çalmağa başladı arayan Leyla idi

- Kemal ben geliyorum, bana yolu bir kere daha tarif et yanlış yerde arabadan inmeyeyim

Kemal kısaca tarif etti

- Leyla bekliyorum, Şayet sen yolda iken bize bir görev verilirde dışarı çıkacak olursam.Sen yinede beni bekle işim fazla sürmez . Hemen gelirim.İstersen Handan hanım yanına uğra, tanışın biraz laflarsınız
- Aman aman,bana handan hanım filan lazım değil ben oyalanacak bir şey bulurum. umarım ben gelmeden görev filan çıkmaz.
-Pekala sen nasıl istersen

Telefonu henüz kapatmıştıki. sanki içine doğmuştu. Telsizle kendilerine görev vermişlerdi.Hemen çıkması lazımdı .Merdivenleri ikişer ikişer indiler yanında doktor Semih beyde vardı.Kapıdan çıkarken, koridorda Handan hanımla karşılaştılar.Kemalin yüzüne bakmayacağını zannettiği için bakışları başka yerdeydi.Dargın olduklarına aldırmadan. Kemal seslendi

- Doktor hanım , sizden bir ricam var.
- Buyrun kemal bey
- Acil olarak çıkmamız gerekiyor. Biraz sonra çok güzel bir hanım efendi ziyaretime gelecek.Eğer biz görevden dönmeden o gelecek olursa , sizden rica etsem kendisi ile ben gelinceye kadar ilgilenirmisiniz.

Doktor hanım şaşkın şaşkın kemalin yüzüne baktı. sonra lakyt bir şekilde.

-Tabii Kemal bey geldiğinde kendisini hemşire odasına alırım

Kemal bu cevabı beklemiyordu. onu kendi odasına çıkaracağını ummuştu ama Handan hanım beklediği cevabı vermemişti. oysa geçmişte ondan böyle bir ricada bulunmuş olsaydı daha içten ve daha sıcak bir cevap alacağını biliyordu.Çocukça bir saflıkla Yine öyle bir cevap beklemişti ama yanılmıştı.Halbuki bir sene evvel annesini Handan hanıma muayene ettirmeğe getirdiği vakit Handan hanım yaşlı kadının, büyük bir içtenlikle elini öpmüş,onu ihtimamla muayene etmiş giderkende ona sıkıca sarılmış, tekrar yanaklarından öpmüştü. Daha sonra, yaşlı kadın bu güne kadar eski gelininin bile kendisine böylesine içten ve candan sarılmadığını oğluna söylemişti Anlaşılan değirmenin altından sular bulanık akmağa devam edecek gibiydi.oysa Handan hanımın ona cevap vermiş olması bile bir şey idi uzun zamandır bir birlerinin yüzüne bile bakmayan iki insanın hiç bir şey olmamış gibi konuşmuş olması. daha doğrusu Kemalin takınmış olduğu tavır karşısında Handan hanımın cevap vermiş olması bile bir şeydi.Bir saat sonra işi biten kemal iş yerine geldiğinde leylayı bahçe içinde bir bank üzerinde otururken buldu.

- Hoş geldin
-Hoş bulduk
-Çok oldumu geleli
-Onbeş dakika filan
-Neden içeri girmedin Handan hanıma uğrasaydın ya, Seni ağırlardı
-Gerekmez ben dışarda oturup hava aldım. Hem ne lüzumu varki.Tanımadığım bir insanla tanışmış olmak için yanına gideyim.

İmalı bir şekilde kemalin yüzüne baktı

-Yoksa sence özel bir sebebimi vardı
-Yok canım ne sebebim olabilirki

Oysa tabiiki bir sebebi vardı. Handan hanımın Leylayı görmesini istiyordu ama Leylada bunun farkında olduğu için boş vermişti.Birden unuttuğu bir şeyi hatırladı.Geçen senenin yılbaşında,Handan hanım ve leyla hanım telefonlada olsa tanışmışlardı.O Yılbaşı günü Kemal ve Handan hanımla birlikte her zaman olduğu gibi nöbetçi idiler ve aralarıda bu günki gibi açık değildi.Çünkü o güne kadar aralarında hiç bir olumsuzluk yaşanma mıştı.çok sevyeli ve saygın bir şekilde arkadaşlıkları sürüyordu.Kemal o gün yani 31 Aralıkta doğmuş olan Leylanın Doğum gününü kutlamak istemişti.Fakat bir türlü eli telefona gitmemişti. sonunda dayanamayıp kendi adına onun doğum gününü kutlaması için. Handan hanıma rica etmişti.

-Doktor hanım sizden bir şey rica etsem acaba beni yanlış anlarmısınız
-Buyrun Kemal bey
-Bu gece benim eşimin doğum günü,Size telefon nosunu versem benim adıma onun doğum gününü kutlarmısınız.
-Bilmemki ,yanlış anlayıp bana bir şey söylemesin
-Hayır söylemez ,eşim medeni insandır.Lütfen ne olur beni kırmayın

Az sonra Handan hanım numarayı çevirmiş Leyla ile konuşuyordu

-İyi akşamlar hanımefendi.Ben 45 inci bölge sağlık ocağından Doktor Handan. Sanırım elçiye zeval olmaz, sizin bu gün doğum gününüzmüş ve Kemal bey benden sizi kutlamamı rica etti.
-Teşekkür ederim,Çok naziksiniz, sizede iyi yıllar. Rica etsem Kemal beyi verebilirmiydiniz.

Handan hanım telefonu Kemale doğru uzattığında kemal anlamıştı leylanın konuşmak istediğini ama nedense onunla o günlerde kırgın olduğu için konuşmak içinden gelmemişti.

-Teşekkürler handan hanım size zahmet oldu ama konuşmak istemediğimi söylerseniz sevinirim

Doktor hanım, Leyla hanımın bu ricasını yerine getirmek için adeta kemale boynunu bükerek

-Lütfen kemal bey eşiniz sizinle konuşmak istiyor beni kırmayın

Gerçektende Kemal handan hanımı kıramadı. lütfende olsa bir iki kelime konuşmuştu. İşte ilk defa iki hanım o gece tanışmış olmalarına rağmen şimdi ikiside bir birlerini merak edip görmek bile istemiyorlardı. belkide her ikisininde kadınca bir sebebi vardı ve Kemalin bunu anlaması mümkün değildi. Çünkü aradan geçen zaman bir Çok şeyi, artık farklı bir hale getirmişti. Leyla Kemalin yanında bir saat kadar kaldıktan sonra. giderken alt katta Doktor hanımla karşılaştılar. Handan hanım bir şeylerle oyalanır gözüküyordu. Kemal ikisini tanıştırmak gereğini görmeden eşini caddeye kadar ambulansla çıkarıp yolcu etti. Handan hanım onların farkında değilmiş gibi davranmıştı ama, Büyük bir ihtimalle,onlar giderken Handan hanım ikisinin arkasından bakmış olmalıydı.Bunu hissediyordu Böyle davranmış olmasının, Handan hanım için belkide hiç anlamı bile yoktu.Ama Kemal kendince bir onur savaşı veriyordu. ve Handan hanıma sanki bir şeyler kanıtlamağa uğraşıyor gibiydi.Ve yeni taktikler geliştirme düşünce sinde idi ve bunuda yapması hiçte uzun sürmemişti.

Hiç yorum yok: