KEMAL ARTIK İSTANBULDA
Şiledeki sürgün günleri bitmişti,verdiği tayin dilekçesi kabul edilmiş kendisini İstanbula merkeze almışlardı. artık burada yapacağı iş merkez sorumlu doktorları ile Denetlemelere çıkmaktı.Önceleri neden direkt olarak merkeze alındığını anlamamıştı onu pekala Garaja çekebi lirlerdi.Ama,merkez emrine almayı uygun bulmuşlardı . Bunun nedenini ilerleyen günlerde anlamıştı . Çünki sürgüne gitmesine vesile olan müdür değişmiş yerine Kemalin çok eski zamanlardan tanıdığı genç biri,Anbulans ekipleri servisine müdür olmuştu ve tayin dilekçesini okuduktan sonra onu maiyetine almıştı.Her halde sürgünde geçirmiş olduğu sekiz aydan sonra biraz rahat etmesini istemiş bir anlamda’da bir vefa borcu ödemek istemişti. Kemal beyefendiliği ve işe bağlılığı ile kendini diğer sorumlu kişilerede sevdirmişti.Burdada tıpkı eski iş yerinde olduğu gibi bir nöbet günü çalışıp üç gün istirahat ediyordu. Yalnız bir farkı vardı. burada yarım gün sabah sekizde iş başı yapıyor, akşamda saat beş deyince paydos ediyordu . Başladığının üçüncü nöbet günü ilk teftiş gezisine çıkacaklardı kendisine arabayı hazırlamasını söylemişlerdi oda aracını hazırlamış, gelecek kişiyi bekliyordu. Yarım saat sonra uzun boylu genç bir hanım geldi araca bindi
- Merhaba kemal bey değilmi
- Evet efendim,Siz... hanımefendi
- Benimde adım Semra,Doktor semra
- Memnun oldum
Kemal Semra hanım adını duyunca genç kadına biraz daha dikkatlice baktı. çünkü demin onu birine benzetmişti şimdi artık iyice emindi bu o hanımdı.Şileye sürgüne gitmeden evvel Merkeze bir iş için uğradığında Bu hanımla bir meseleden dolayı münakaşa etmişlerdi. o gün Kemal haklı olduğu için Semra hanım pek kemale bir şey yapamamıştı , yada yapmak istememişti.olayda daha sonra kapanmış , ikiside unutmuşlardı.Şimdi ise Semra hanım birinci dereceden amiri durumundaydı. ve bir çok yetki ve selahiyet elindeydi.İşte kemal şimdi yanmış gibi gözüküyordu.Acaba oda kemali hatırlamışmıydı.ve elinde ki yetkiyi nasıl kullanacaktı bunu merak ediyordu. İlerleyen günler zaten her şeyi belli ederdi.O gün öğleye kadar bir iki yeri teftiş etmişlerdi iki yer kalmıştı.Biri 69 nolu sağlık ocağı Diğeride Handan hanımın çalışmış olduğu 45 nolu bölge .Gün boyu Semra hanım Kemale gayet nazik davranmış, onuda beraberinde gittiği her yere götürmüştü. Ve hiçte ona sıradan bir personel muamelesi yapmamıştı.İşte bunun nedenini anlamakta güçlük çekiyordu bir ara Semra hanım
- Kemal bey iki bölgemiz daha kaldı Biz önce 45 ci bölgeye uğrayalım daha sonrada oradan 69 cu bölgeye geçer orayı denetleriz ve orada’da onların misafiri olup öğlen yemeğimizi orda yeriz.
-Peki Doktor hanım siz nasıl isterseniz öyle olsun
Hem gidiyorlar hemde Kemal yolda düşünüyordu.Bu gün Handan hanımın 45 ci bölgede nöbetçi olduğunu biliyordu. eğer şimdi ilk olarak oraya uğrayacak olurlarsa orada çok kısa bir süre kalacaklar ve oradanda apar topar ayrılıp 69 cu bölgeye geçeceklerdiki buda Handan hanımı ancak bir on dakika kadar görmek demekti. Oysa şimdi ilk olarak 69 cu bölgeye giderlerse,. son olarakta Handan hanıma uğrarlar hem yemeği orada yerler hemde En az bir saat kadar Handan hanımı görürdü.Onuda öylesine özlemiştiki bu fırsatı kullanmalıydı.
-Doktor hanım önce 45değilde 69 cu bölgeye uğrasak, oradanda 45’e geçsek, sizce bir mahzuru varmı.
-Yok ama neden buna gerek gördün
- Herhangi bir nedeni yokta,Biliyorsunuz ben daha önce orada çalışıyordum. ve oranın yemekleri daha güzel ve daha nefis , ne dersiniz .
-Tamam neden olmasın
- Teşekkürler doktor hanım.
Kemal öyle sevinmiştiki içi içine sığmıyordu. neredeyse Semra hanımın boynuna sarılıp öpmek geldi içinden. çünkü Handancığını doya doya görecekti.Fakat bu arada bir şeyi çok merak ediyordu. Acaba Semra Hanım Kemali tanımışmıydı. İşte bunu merak ediyordu.Acaba sormalı mıydı,yoksa boşmu vermeli idi bir an kararsız kaldı. Ama günün birinde mutlaka Semra hanıma, geçmişte kavga ettiği adamın Kemal olduğunu,birileri mutlaka hatırlata caktı. Dayanamayıp sordu:
-Doktor hanım size bir şey sorabilirmiyim
-Buyrun Kemal bey,konu ne
-Beni hatırladınızmı
-Nasıl yani
-Yanisi, biz daha evvel bir vesile ile tatsız bir vesile ile tanışmıştık,beni hatırladınızmı
Semra Hanım Kemalin yüzüne baktı.Hafifçe tebbessüm etti cevap vermedi. Kemal bir şey anlamamıştı.
-Doktor hanım bir şey söylemediniz. hem neden güldünüz ,
- Ne dememi bekliyorsunuz Kemal bey.
-Bilmem eğer hatırladıysanız...ki , hatırladığınızı tahmin ediyorum.Şimdi elinizin altındayım ve sizde benim amirimsiniz, herhalde canıma okursunuz
-Kemal bey saçmalamayın gün boyu beraberiz ve böyle bir tavrımı sezinledinizmi.
Söyleyecek bir şey bulamadı. gerçektende saat sabahın sekizinden beri yollarda idiler ve şu ana kadar Semra hanım Kemale gayet nazik davranmıştı. ama hala kendisini tanımış olduğundan emin değildi. çünki o gün Kemal Semra hanıma karşı çizmeyi aşmış ve bayağı yüksek bir perdeden konuşmuştu.Bunu saygısızlık olsun diye yapmamıştı yaradılışı isyankardı ve Semra hanımında pek alt perdeden konuştuğu söylenemezdi. O düşünüp dururken semra hanım.
-Kemal bey ben, bizim buraya başladığınız günden beri kim olduğunuzu biliyorum.Ve intikam almak basit insanların işidir. hemde nüfuzunu kullanarak intikam almak dahada iğrenç.Siz gelmeden evvel Müdür bey seni yanımıza almak istediğini ve benim bunun için ne düşündüğümü sordu.Bende, O günkü münakaşada sizin haklı olduğunuzu ve tartışmamızında sizin işinize göstermiş olduğunuz duyarlılıktan kaynaklandığını söyleyip referans verdim.Başka öğrenmek istediğiniz bir şey varmı hadi şimdi bunları boş verinde biz işimize bakalım.O Orda kaldı. ve unutuldu. önemli olan bundan sonraki günler, öyle değilmi.
- Haklısınız önemli olan bundan sonraki günler.Ve izin verin sizden o gün için özür dileyeyim. bunuda şimdi benim amirim olduğunuz için yapıyor değilim. gerçektende çok asil bir insanmışsınız. ve beni mahçup ettiniz.Ne diyeceğimi bilemiyorum.
-Bir şey demenize gerek yok işimizi duyarlılıkla yapalım yeter.İkimizde aynı ideallerin değişik kulvarlarda koşan neferleriyiz öyle değilmi.
-Haklısınız
Bu arada 69 cu bölgeye uğranmış ve çok kısa bir müddet kaldıktan sonra 45 ci bölgeye intikal etmişlerdi.Oradada kısa bir denetleme yapılmıştı. Semra hanım Handan hanımı çağırtmayı gerekli görmemişti. onunda geldiklerinden haberi olmadığı için odasından çıkmamıştı.
-Semra Hanım gelin sizi Doktor Handan Hanımla tanıştırayım ,Hem biraz dinlenir biraz laflarsınız, hem yemeğide birlikte yersiniz.
- İyi olur gelmişken tabii tanışalım.
Kemal handan hanımın kapısını tıklattı , kapıyı açan Handan hanım Kemali karşısında görünce bir hayli şaşırmıştı.Birden gözleri ışıl ışıl oldu hafif bir tebessüm istemeden yüzüne ağır ağır yayıldı.
-Merhaba Doktor hanım. Bakın size bir misafir getirdim
-Merhaba kemal bey hoş geldiniz.
İçeri girdiler,Kemal her iki hanımı birbirleri ile tanıştırdı
Kısa bir tanışma seronomisinden sonra oturdular.Doktor handan hanım, yeniden hoşgeldin dedikten sonra
-Kemal bey sanırım Şileden döndünüz ama sizin merkezin emrinde çalıştığınızı bilmiyordum.Demek Şile maceranız bitti hayırlısı olsun.
-Öyle oldu sağolun
Kemal odada daha fazla kalmayı uygun bulmadı, hem kalmış olsaydı Semra hanımın yanında ne konuşabilirdiki zaten konuşulacak bir şeyleride yok gibiydi bu yüzden az sonra müsaade isteyip yandaki odaya arkadaşlarının yanına geçti ayak üstü onlarla hasbıhal ettikten sonra İçlerinden biri yemeğe inmelerini teklif etti. Kemal birden oraya hem ziyarete hemde yemek yemeğe geldiklerini hatırladı. Tekrar handan hanımın kapısını çalıp içeri girdi.
-Doktor Hanım ben yemeğe iniyorum,Siz inmiyormusunuz
Semra hanım
-Siz inin kemal bey, benim pek iştahım yok
-Olurmu öyle şey, siz yemezseniz benim boğazımdan geçermi . E, Aşkolsun Handan hanım, doktorumu yemeğe götürmeyecekmisiniz
- Ah, Çok özür dilerim. Birden unuttum , daha doğrusu ben rejimde olduğum için yemek aklıma gelmemişti.Kemal bey,lütfen aşağı inerken odacı İhsan efendiye seslenirmi siniz bizim yemeklerimizi yukarı getirsin.Bu günlük bende rejimden vaz geçiyorum.
-Zahmet etmeyin, zaten bende acıkmadım merkeze gittiğimizde belki bir şeyler atıştırım (diye cevap verdi Semra Hanım)
-Yok canım ne zahmeti burada daha rahat yeriz hem bir iki laf daha konuşma imkanımız olur
- Pek ala siz bilirsiniz.
Kemal rahatlamıştı, gerçektende Semra hanım yememiş olsaydı O’da yemezdi.
Yemek faslı bittikten sonra,odada çaylar içildi.veda edip ayrılırkende Kemal Handan hanımın gözlerinin içine baktı. Sanki oralarda bir şey unutmuş onu arıyor gibiydi . kimbilir belkide farklı bir bakış umuyor yada bakışların dan bir mana çıkarmağa çalışıyordu.Fakat gayreti boşuna idi hiç bir mana çıkaramamıştı.Yinede Handan hanım Kemale her zamanki nezaketi ile davranmıştı. isteseydi onu daha soğuk karşılayabilirdi.Çünkü, göndermiş olduğu mektupta neredeyse bir ilanı aşk vardı, bir sitem vardı.ve de haddini aşmıştı. Buna rağmen Handan hanım hiç bir şey olmamış gibi davranmıştı .Yinede ondan bir sıcaklık yayıldığını hissediyordu. Handan hanım onları kapıya kadar uğurlamış ve kemalin elinide ayrılırken sıkı bir şekilde sıkmıştı. Yolda hep düşündü durdu.Handan hanım Kemalin elini laf olsun diye sıkmamıştı. eğer kırgın olsaydı elini uzatmazdı bile oysa tokalaşmışlardı.bu bile kemal için az bir şey değildi.
İKİNCİ MEKTUP VE TAVIR
Kemal gelmekte olan Ramazan ayını evinde karşılamak için senelik izne ayrıldı.İlk mektubu göndermesinin üzerinden neredeyse iki aya yakın bir zaman geçmişti. bu zaman zarfında ne o Handan hanımı aramaya cesaret edebilmiş nede Handan hanım onu bir daha aramıştı. Halbuki ona yazdığı bir sürü şiirini ve tanışmalarının konu edildiği bir hikayeyi göndermişti en azında bunlarla ilgili bir tepkisini veya yorumunu duymak istemişti ama her ikiside mümkün olmamıştı.Gerçi onu ziyarete gittiğinde hiçte tavır almış bir hali yoktu,herzamanki gibi onu güleryüzle karşılamış hal hatır sormuştu ama hepsi o kadardı. Anlaşılan Handan hanım için fazla bir şey ifade etmiyordu. ve buda Kemalin dostluk beklentilerinin üzüntüye dönüşmesine vesile olmuştu açıkcası Handan hanıma kırılmıştı.Ve O’da üzerine düşeni yapmalıydı. bir kaç gün sonra yılbaşıydı ve yılbaşını vesile ederek sitem etmek için bundan daha güzel bir fırsat olamazdı.Çok güzel bir tebrik kartı ve bir kaç küçük hediye ile bir mektup yazarak ona seslenmek en iyisi idi ve bir sitemi olduğunu bilmeliydi.Yeni bir mektubu daha yola çıkmağa hazırdı
Sevgili Doktor Hanım
İşte acısıyle tatlısıyle bir yıl daha geride kaldı. Bütün kalbimle gelen yeni yılın, tüm hayatınızda hayırlara vesile olmasını dilerim.Size yazmış olduğum ilk mektubun üzerinden neredeyse iki aya yakın bir zaman geçti,O akşam,teşekkür etmeniz dışında bir kere olsun,açıp hatırımı sormak lütfunda bulunmadınız. Tabiiki nedenini anlıyorum o kadar ahmak değilim.Yalnız şu kadarını söyleyebilirimki . Eğer açmış olsaydınız,Size Sizin sandığınız şekilde askıntı olacak filan değildim . Ben,sevdiğim ve saygı duyduğum insanları, üzmek ve onları taciz etmek gibi bir basitliğin adamı, asla değilim. Ve hala beni yanlış anladığınızı tahmin ediyorum. İşte buna üzülüyorum. Yinede,Yanımdaki Doktor Hanımla sizin noktayı ziyarete geldiğimizde,bana her zamanki nezaketi göstermiş olmanıza ayrıca teşekkür ederim.Oysa ben birazda korkarak gelmiştim.Korkum bana surat asacak olmanızdan kaynaklanıyordu. Çok şükür böyle bir sahne ile karşılaşmadım Eğer öyle yapacak olsaydınız kendimi hiç affetmezdim.Ve beni çok utandırırdınız . Aslında bir çok kadın , demin korktuğum sahneyi oynamaktan kaçınmazdı Ama siz hiç bir şey olmamış gibi bir tavır sergilemekle. Bana bir çok şeyi konuşmadan anlattınız. Benim anladığım bana kalsın ama , ben size anlatmak istediklerimi, bir kez daha tekrar edeyim. Ne size o mektubu gönderdiğimde, sizinle çıkmak,yada gönül eğlendirmek gibi gibi bir niyet içersindeydim . Ne’de bunun ötesinde Bir şeyler için hayal kurdum . Nede bir art niyet içersindeydim Sadece içimde size duymuş olduğum hislerin menşeini öğrenmenizi, ve bunun ne kadar kutsal bir sevgi olduğunu anlamanızı istemiştim. Siz benim için , Annem , Kız kardeşim, İnancım, ve en az Onlar kadar kutsalsınız Ve hepte öyle kalmağa devam edeceksiniz. Ama size birazda kırgın olduğumu bilmenizi isterim.Kırgınlığım Sizin için özellikle Yazmış olduğum Şiirler ve’de Hikayelerim hakkında en ufak, Ne bir övgü, nede yergi göstermemiş olmanızdan kaynaklanıyor. Eleştirmenize, hatta tepki göstermenize bile razıydım. Oysa siz hiç tepki vermediniz. Buda size olan dostluk beklentilerimi, umursamadığınız anlamına geliyorki. İşte Hayatta en tahammül edemediğim tek şey’de bu. Umursanmamış olmak . Yani yok sayılmış olmak. Biraz sesli düşünmüş tüm hepsi o kadardı. Ben sizinle arkadaş olup olamayacağımı, düşünemeyecek kadar salakmıyım. Her şeyden evvel aramızda bir Asalet farkı var. Nerede görülmüş bir Avam ile Asilin dost ve arkadaş olması.Biran kendimi, Eski zamanların Türkiye’sinde yaşıyor sandım bu yüzden bu hatayı yaptım. Açıkçası, ikimizin sohbetlerinin iş ortamından kaynaklanan bir sohbet olduğunun ,Taa.. en başından beri farkındayım. Bunun böyle olduğunu bildiğim halde,Hatta daha ötesi, siz istemiş olsaydınız bile sizinle, hiç bir şekilde birliktelik düşünmeyecek kadar akılcı olmama rağmen.Yinede size,neden onları yazma gereği duydum.Bunun’da, cevabını siz bulun. Sanırım bulursanız Beni yargılamak yerine belki bakış açınız biraz daha değişik olur. İşte altı yedi ay evvel,Telefonumun sizde kayıtlı olamayacağını bu yüzden iddia etmiştim. Sizde kayıtlı olmuş olması , Benim için o akşam, Kısada olsa bir mutluluk vesilesi olmuştu. Ama yinede, O akşam düşündüğüm doğru idi, Nezaketen kayıt edilmiş olduğunu,Taaa.. altı yedi ay evvel fark edecek kadar;Yapay bir dostluğumuz olduğunu biliyordum.Her şeye rağmen,Siz benim bir dönem, Çok fırtınalı günlerimde sığındığım bir limandınız, farkında olmadan , bana yaşamak için direnmek için güç verdiniz işte bu yüzden benim için çok önemli bir yere sahipsiniz. Ve Bunun ne anlama geldiğini anlamanız, ve benimde anlatmam asla mümkün değil.Klasik bir laf ama ” Mutluluğun resmi çizilmez”Eğer varlığınız şu ya’da bu şekilde birilerine yaşama azmi,ve mutluluk vermişse.Ne mutlu size dünyanın en bahtiyar insanı olmalısınız. Dilerim ömrünüz boyunca mutlu bir hayatınız olsun. Dilerim Yeni senede her şey gönlünüzce olsun. Dilerim Tüm başarılar sizin olsun.Ve dilerim Anneniz hanım Efendiyle,Tüm güzellikleri birlikte yaşarsınız. Tanıma bahtiyarlığına erişemedim ama , ne olur benim yerime ellerini öpün , Çünkü sizin gibi bir evladın dünyaya gelmesine vesile olmuş. Görüyormusunuz bakın size bir türlü sitem etmek içimden gelmiyor. Ama,mektubu biraz daha uzatırsam . Korkarım içimdeki kırgınlıklar, pat diye sayfalara atlayacak.İşte bundan korkuyorum. Çünkü siz istememiş olsanız bile,Yeryüzünde ,Annem ve kız kardeşim dışında değer verdiğim tek hanımsınız ve öyle’de kalacaksınız.Handan Hanım, Size Sonsuz Sevgi ve Saygılar .
Pardon Size’de Doktor Hanım.......ama, sadece saygılar
Not :
Bu ,Size yazdığım son mektup olacak.Aslında İlki’nede gerek yoktu buna’da ,Zaten bundan sonra yazmak için hiç bir sebebim ve söylemek isteyipte söyleyemediğim bir şey kalmadı.Gelen yeni senede, Geçmişle ilgili tüm bağlarımı
koparmağa ve unutmağa karar verdim.Bu yüzden, Sizi bir daha hiç bir şekilde rahatsız etmeyeceğim. Son bir şey daha,biliyormusunuz,Bunca yaşantım boyunca konuşmakta zorlandığım ve korktuğum tek insansınız. Sahi bunu nasıl becerdiniz ...
Cevabını bulursanız banada anlatın sevinirim.
Kemal mektubu yazdıktan sonra bir kaç kere okudu sitem etmiş bile olsa içinde Doktor hanımı yaralayabilecek bir kaç cümle olup olmamasını defalarca kontrol etti.Olmadığına kanaat getirince vermeğe karar verdi.İşin güzel tarafı geçen yılbaşında olduğu gibi bu yılbaşıda Handan hanım nöbetçi idi götürüp kendi eliyle vermesi daha güzel olacaktı. belki ortada, hiçte sandığı gibi bir durum yoktu. Doktor hanım yoğun işleri dolayısiyle bu güne kadar cevap verememiş olabilirdi,Belkide mektubu vermesine gerek kalmayacak bir sıcaklıkta karşılanacaktı.Ya’da, büyük bir umursanmazlıkla . En iyisi gidip bunu görmekti.O günün büyük bir heyecanla gelmesini beklemişti, yılbaşı arefesinde iş yerine geldiğinde , Handan hanımın nöbetçi olmadığını öğrenmesi onu bir hayli üzmüştü.Her halde nöbet değiştirmiş olmalı diye düşündü. Hediyeleri ve hediye kutusu içine gizlediği mektubu arkadaşı ismaile bırakarak döndü.Nasıl olsa ertesi gün iş başı yaptığında eline geçecekti.Fazla üzerinde durmadı, Durmasınada gerek yoktu. bu kez geçen sefer olduğu gibi bu mektubundan sonra Handan hanım Kemali hiç aramadı.Zaten aramayacağını çok iyi biliyordu.Bu yüzden unutmağa karar verdi .Hiç bir şekilde Handan hanımla şu yada bu şekilde karşılaşmak istemiyordu.Zaten karşılaşmalarına olanak yoktu.
Şiledeki sürgün günleri bitmişti,verdiği tayin dilekçesi kabul edilmiş kendisini İstanbula merkeze almışlardı. artık burada yapacağı iş merkez sorumlu doktorları ile Denetlemelere çıkmaktı.Önceleri neden direkt olarak merkeze alındığını anlamamıştı onu pekala Garaja çekebi lirlerdi.Ama,merkez emrine almayı uygun bulmuşlardı . Bunun nedenini ilerleyen günlerde anlamıştı . Çünki sürgüne gitmesine vesile olan müdür değişmiş yerine Kemalin çok eski zamanlardan tanıdığı genç biri,Anbulans ekipleri servisine müdür olmuştu ve tayin dilekçesini okuduktan sonra onu maiyetine almıştı.Her halde sürgünde geçirmiş olduğu sekiz aydan sonra biraz rahat etmesini istemiş bir anlamda’da bir vefa borcu ödemek istemişti. Kemal beyefendiliği ve işe bağlılığı ile kendini diğer sorumlu kişilerede sevdirmişti.Burdada tıpkı eski iş yerinde olduğu gibi bir nöbet günü çalışıp üç gün istirahat ediyordu. Yalnız bir farkı vardı. burada yarım gün sabah sekizde iş başı yapıyor, akşamda saat beş deyince paydos ediyordu . Başladığının üçüncü nöbet günü ilk teftiş gezisine çıkacaklardı kendisine arabayı hazırlamasını söylemişlerdi oda aracını hazırlamış, gelecek kişiyi bekliyordu. Yarım saat sonra uzun boylu genç bir hanım geldi araca bindi
- Merhaba kemal bey değilmi
- Evet efendim,Siz... hanımefendi
- Benimde adım Semra,Doktor semra
- Memnun oldum
Kemal Semra hanım adını duyunca genç kadına biraz daha dikkatlice baktı. çünkü demin onu birine benzetmişti şimdi artık iyice emindi bu o hanımdı.Şileye sürgüne gitmeden evvel Merkeze bir iş için uğradığında Bu hanımla bir meseleden dolayı münakaşa etmişlerdi. o gün Kemal haklı olduğu için Semra hanım pek kemale bir şey yapamamıştı , yada yapmak istememişti.olayda daha sonra kapanmış , ikiside unutmuşlardı.Şimdi ise Semra hanım birinci dereceden amiri durumundaydı. ve bir çok yetki ve selahiyet elindeydi.İşte kemal şimdi yanmış gibi gözüküyordu.Acaba oda kemali hatırlamışmıydı.ve elinde ki yetkiyi nasıl kullanacaktı bunu merak ediyordu. İlerleyen günler zaten her şeyi belli ederdi.O gün öğleye kadar bir iki yeri teftiş etmişlerdi iki yer kalmıştı.Biri 69 nolu sağlık ocağı Diğeride Handan hanımın çalışmış olduğu 45 nolu bölge .Gün boyu Semra hanım Kemale gayet nazik davranmış, onuda beraberinde gittiği her yere götürmüştü. Ve hiçte ona sıradan bir personel muamelesi yapmamıştı.İşte bunun nedenini anlamakta güçlük çekiyordu bir ara Semra hanım
- Kemal bey iki bölgemiz daha kaldı Biz önce 45 ci bölgeye uğrayalım daha sonrada oradan 69 cu bölgeye geçer orayı denetleriz ve orada’da onların misafiri olup öğlen yemeğimizi orda yeriz.
-Peki Doktor hanım siz nasıl isterseniz öyle olsun
Hem gidiyorlar hemde Kemal yolda düşünüyordu.Bu gün Handan hanımın 45 ci bölgede nöbetçi olduğunu biliyordu. eğer şimdi ilk olarak oraya uğrayacak olurlarsa orada çok kısa bir süre kalacaklar ve oradanda apar topar ayrılıp 69 cu bölgeye geçeceklerdiki buda Handan hanımı ancak bir on dakika kadar görmek demekti. Oysa şimdi ilk olarak 69 cu bölgeye giderlerse,. son olarakta Handan hanıma uğrarlar hem yemeği orada yerler hemde En az bir saat kadar Handan hanımı görürdü.Onuda öylesine özlemiştiki bu fırsatı kullanmalıydı.
-Doktor hanım önce 45değilde 69 cu bölgeye uğrasak, oradanda 45’e geçsek, sizce bir mahzuru varmı.
-Yok ama neden buna gerek gördün
- Herhangi bir nedeni yokta,Biliyorsunuz ben daha önce orada çalışıyordum. ve oranın yemekleri daha güzel ve daha nefis , ne dersiniz .
-Tamam neden olmasın
- Teşekkürler doktor hanım.
Kemal öyle sevinmiştiki içi içine sığmıyordu. neredeyse Semra hanımın boynuna sarılıp öpmek geldi içinden. çünkü Handancığını doya doya görecekti.Fakat bu arada bir şeyi çok merak ediyordu. Acaba Semra Hanım Kemali tanımışmıydı. İşte bunu merak ediyordu.Acaba sormalı mıydı,yoksa boşmu vermeli idi bir an kararsız kaldı. Ama günün birinde mutlaka Semra hanıma, geçmişte kavga ettiği adamın Kemal olduğunu,birileri mutlaka hatırlata caktı. Dayanamayıp sordu:
-Doktor hanım size bir şey sorabilirmiyim
-Buyrun Kemal bey,konu ne
-Beni hatırladınızmı
-Nasıl yani
-Yanisi, biz daha evvel bir vesile ile tatsız bir vesile ile tanışmıştık,beni hatırladınızmı
Semra Hanım Kemalin yüzüne baktı.Hafifçe tebbessüm etti cevap vermedi. Kemal bir şey anlamamıştı.
-Doktor hanım bir şey söylemediniz. hem neden güldünüz ,
- Ne dememi bekliyorsunuz Kemal bey.
-Bilmem eğer hatırladıysanız...ki , hatırladığınızı tahmin ediyorum.Şimdi elinizin altındayım ve sizde benim amirimsiniz, herhalde canıma okursunuz
-Kemal bey saçmalamayın gün boyu beraberiz ve böyle bir tavrımı sezinledinizmi.
Söyleyecek bir şey bulamadı. gerçektende saat sabahın sekizinden beri yollarda idiler ve şu ana kadar Semra hanım Kemale gayet nazik davranmıştı. ama hala kendisini tanımış olduğundan emin değildi. çünki o gün Kemal Semra hanıma karşı çizmeyi aşmış ve bayağı yüksek bir perdeden konuşmuştu.Bunu saygısızlık olsun diye yapmamıştı yaradılışı isyankardı ve Semra hanımında pek alt perdeden konuştuğu söylenemezdi. O düşünüp dururken semra hanım.
-Kemal bey ben, bizim buraya başladığınız günden beri kim olduğunuzu biliyorum.Ve intikam almak basit insanların işidir. hemde nüfuzunu kullanarak intikam almak dahada iğrenç.Siz gelmeden evvel Müdür bey seni yanımıza almak istediğini ve benim bunun için ne düşündüğümü sordu.Bende, O günkü münakaşada sizin haklı olduğunuzu ve tartışmamızında sizin işinize göstermiş olduğunuz duyarlılıktan kaynaklandığını söyleyip referans verdim.Başka öğrenmek istediğiniz bir şey varmı hadi şimdi bunları boş verinde biz işimize bakalım.O Orda kaldı. ve unutuldu. önemli olan bundan sonraki günler, öyle değilmi.
- Haklısınız önemli olan bundan sonraki günler.Ve izin verin sizden o gün için özür dileyeyim. bunuda şimdi benim amirim olduğunuz için yapıyor değilim. gerçektende çok asil bir insanmışsınız. ve beni mahçup ettiniz.Ne diyeceğimi bilemiyorum.
-Bir şey demenize gerek yok işimizi duyarlılıkla yapalım yeter.İkimizde aynı ideallerin değişik kulvarlarda koşan neferleriyiz öyle değilmi.
-Haklısınız
Bu arada 69 cu bölgeye uğranmış ve çok kısa bir müddet kaldıktan sonra 45 ci bölgeye intikal etmişlerdi.Oradada kısa bir denetleme yapılmıştı. Semra hanım Handan hanımı çağırtmayı gerekli görmemişti. onunda geldiklerinden haberi olmadığı için odasından çıkmamıştı.
-Semra Hanım gelin sizi Doktor Handan Hanımla tanıştırayım ,Hem biraz dinlenir biraz laflarsınız, hem yemeğide birlikte yersiniz.
- İyi olur gelmişken tabii tanışalım.
Kemal handan hanımın kapısını tıklattı , kapıyı açan Handan hanım Kemali karşısında görünce bir hayli şaşırmıştı.Birden gözleri ışıl ışıl oldu hafif bir tebessüm istemeden yüzüne ağır ağır yayıldı.
-Merhaba Doktor hanım. Bakın size bir misafir getirdim
-Merhaba kemal bey hoş geldiniz.
İçeri girdiler,Kemal her iki hanımı birbirleri ile tanıştırdı
Kısa bir tanışma seronomisinden sonra oturdular.Doktor handan hanım, yeniden hoşgeldin dedikten sonra
-Kemal bey sanırım Şileden döndünüz ama sizin merkezin emrinde çalıştığınızı bilmiyordum.Demek Şile maceranız bitti hayırlısı olsun.
-Öyle oldu sağolun
Kemal odada daha fazla kalmayı uygun bulmadı, hem kalmış olsaydı Semra hanımın yanında ne konuşabilirdiki zaten konuşulacak bir şeyleride yok gibiydi bu yüzden az sonra müsaade isteyip yandaki odaya arkadaşlarının yanına geçti ayak üstü onlarla hasbıhal ettikten sonra İçlerinden biri yemeğe inmelerini teklif etti. Kemal birden oraya hem ziyarete hemde yemek yemeğe geldiklerini hatırladı. Tekrar handan hanımın kapısını çalıp içeri girdi.
-Doktor Hanım ben yemeğe iniyorum,Siz inmiyormusunuz
Semra hanım
-Siz inin kemal bey, benim pek iştahım yok
-Olurmu öyle şey, siz yemezseniz benim boğazımdan geçermi . E, Aşkolsun Handan hanım, doktorumu yemeğe götürmeyecekmisiniz
- Ah, Çok özür dilerim. Birden unuttum , daha doğrusu ben rejimde olduğum için yemek aklıma gelmemişti.Kemal bey,lütfen aşağı inerken odacı İhsan efendiye seslenirmi siniz bizim yemeklerimizi yukarı getirsin.Bu günlük bende rejimden vaz geçiyorum.
-Zahmet etmeyin, zaten bende acıkmadım merkeze gittiğimizde belki bir şeyler atıştırım (diye cevap verdi Semra Hanım)
-Yok canım ne zahmeti burada daha rahat yeriz hem bir iki laf daha konuşma imkanımız olur
- Pek ala siz bilirsiniz.
Kemal rahatlamıştı, gerçektende Semra hanım yememiş olsaydı O’da yemezdi.
Yemek faslı bittikten sonra,odada çaylar içildi.veda edip ayrılırkende Kemal Handan hanımın gözlerinin içine baktı. Sanki oralarda bir şey unutmuş onu arıyor gibiydi . kimbilir belkide farklı bir bakış umuyor yada bakışların dan bir mana çıkarmağa çalışıyordu.Fakat gayreti boşuna idi hiç bir mana çıkaramamıştı.Yinede Handan hanım Kemale her zamanki nezaketi ile davranmıştı. isteseydi onu daha soğuk karşılayabilirdi.Çünkü, göndermiş olduğu mektupta neredeyse bir ilanı aşk vardı, bir sitem vardı.ve de haddini aşmıştı. Buna rağmen Handan hanım hiç bir şey olmamış gibi davranmıştı .Yinede ondan bir sıcaklık yayıldığını hissediyordu. Handan hanım onları kapıya kadar uğurlamış ve kemalin elinide ayrılırken sıkı bir şekilde sıkmıştı. Yolda hep düşündü durdu.Handan hanım Kemalin elini laf olsun diye sıkmamıştı. eğer kırgın olsaydı elini uzatmazdı bile oysa tokalaşmışlardı.bu bile kemal için az bir şey değildi.
İKİNCİ MEKTUP VE TAVIR
Kemal gelmekte olan Ramazan ayını evinde karşılamak için senelik izne ayrıldı.İlk mektubu göndermesinin üzerinden neredeyse iki aya yakın bir zaman geçmişti. bu zaman zarfında ne o Handan hanımı aramaya cesaret edebilmiş nede Handan hanım onu bir daha aramıştı. Halbuki ona yazdığı bir sürü şiirini ve tanışmalarının konu edildiği bir hikayeyi göndermişti en azında bunlarla ilgili bir tepkisini veya yorumunu duymak istemişti ama her ikiside mümkün olmamıştı.Gerçi onu ziyarete gittiğinde hiçte tavır almış bir hali yoktu,herzamanki gibi onu güleryüzle karşılamış hal hatır sormuştu ama hepsi o kadardı. Anlaşılan Handan hanım için fazla bir şey ifade etmiyordu. ve buda Kemalin dostluk beklentilerinin üzüntüye dönüşmesine vesile olmuştu açıkcası Handan hanıma kırılmıştı.Ve O’da üzerine düşeni yapmalıydı. bir kaç gün sonra yılbaşıydı ve yılbaşını vesile ederek sitem etmek için bundan daha güzel bir fırsat olamazdı.Çok güzel bir tebrik kartı ve bir kaç küçük hediye ile bir mektup yazarak ona seslenmek en iyisi idi ve bir sitemi olduğunu bilmeliydi.Yeni bir mektubu daha yola çıkmağa hazırdı
Sevgili Doktor Hanım
İşte acısıyle tatlısıyle bir yıl daha geride kaldı. Bütün kalbimle gelen yeni yılın, tüm hayatınızda hayırlara vesile olmasını dilerim.Size yazmış olduğum ilk mektubun üzerinden neredeyse iki aya yakın bir zaman geçti,O akşam,teşekkür etmeniz dışında bir kere olsun,açıp hatırımı sormak lütfunda bulunmadınız. Tabiiki nedenini anlıyorum o kadar ahmak değilim.Yalnız şu kadarını söyleyebilirimki . Eğer açmış olsaydınız,Size Sizin sandığınız şekilde askıntı olacak filan değildim . Ben,sevdiğim ve saygı duyduğum insanları, üzmek ve onları taciz etmek gibi bir basitliğin adamı, asla değilim. Ve hala beni yanlış anladığınızı tahmin ediyorum. İşte buna üzülüyorum. Yinede,Yanımdaki Doktor Hanımla sizin noktayı ziyarete geldiğimizde,bana her zamanki nezaketi göstermiş olmanıza ayrıca teşekkür ederim.Oysa ben birazda korkarak gelmiştim.Korkum bana surat asacak olmanızdan kaynaklanıyordu. Çok şükür böyle bir sahne ile karşılaşmadım Eğer öyle yapacak olsaydınız kendimi hiç affetmezdim.Ve beni çok utandırırdınız . Aslında bir çok kadın , demin korktuğum sahneyi oynamaktan kaçınmazdı Ama siz hiç bir şey olmamış gibi bir tavır sergilemekle. Bana bir çok şeyi konuşmadan anlattınız. Benim anladığım bana kalsın ama , ben size anlatmak istediklerimi, bir kez daha tekrar edeyim. Ne size o mektubu gönderdiğimde, sizinle çıkmak,yada gönül eğlendirmek gibi gibi bir niyet içersindeydim . Ne’de bunun ötesinde Bir şeyler için hayal kurdum . Nede bir art niyet içersindeydim Sadece içimde size duymuş olduğum hislerin menşeini öğrenmenizi, ve bunun ne kadar kutsal bir sevgi olduğunu anlamanızı istemiştim. Siz benim için , Annem , Kız kardeşim, İnancım, ve en az Onlar kadar kutsalsınız Ve hepte öyle kalmağa devam edeceksiniz. Ama size birazda kırgın olduğumu bilmenizi isterim.Kırgınlığım Sizin için özellikle Yazmış olduğum Şiirler ve’de Hikayelerim hakkında en ufak, Ne bir övgü, nede yergi göstermemiş olmanızdan kaynaklanıyor. Eleştirmenize, hatta tepki göstermenize bile razıydım. Oysa siz hiç tepki vermediniz. Buda size olan dostluk beklentilerimi, umursamadığınız anlamına geliyorki. İşte Hayatta en tahammül edemediğim tek şey’de bu. Umursanmamış olmak . Yani yok sayılmış olmak. Biraz sesli düşünmüş tüm hepsi o kadardı. Ben sizinle arkadaş olup olamayacağımı, düşünemeyecek kadar salakmıyım. Her şeyden evvel aramızda bir Asalet farkı var. Nerede görülmüş bir Avam ile Asilin dost ve arkadaş olması.Biran kendimi, Eski zamanların Türkiye’sinde yaşıyor sandım bu yüzden bu hatayı yaptım. Açıkçası, ikimizin sohbetlerinin iş ortamından kaynaklanan bir sohbet olduğunun ,Taa.. en başından beri farkındayım. Bunun böyle olduğunu bildiğim halde,Hatta daha ötesi, siz istemiş olsaydınız bile sizinle, hiç bir şekilde birliktelik düşünmeyecek kadar akılcı olmama rağmen.Yinede size,neden onları yazma gereği duydum.Bunun’da, cevabını siz bulun. Sanırım bulursanız Beni yargılamak yerine belki bakış açınız biraz daha değişik olur. İşte altı yedi ay evvel,Telefonumun sizde kayıtlı olamayacağını bu yüzden iddia etmiştim. Sizde kayıtlı olmuş olması , Benim için o akşam, Kısada olsa bir mutluluk vesilesi olmuştu. Ama yinede, O akşam düşündüğüm doğru idi, Nezaketen kayıt edilmiş olduğunu,Taaa.. altı yedi ay evvel fark edecek kadar;Yapay bir dostluğumuz olduğunu biliyordum.Her şeye rağmen,Siz benim bir dönem, Çok fırtınalı günlerimde sığındığım bir limandınız, farkında olmadan , bana yaşamak için direnmek için güç verdiniz işte bu yüzden benim için çok önemli bir yere sahipsiniz. Ve Bunun ne anlama geldiğini anlamanız, ve benimde anlatmam asla mümkün değil.Klasik bir laf ama ” Mutluluğun resmi çizilmez”Eğer varlığınız şu ya’da bu şekilde birilerine yaşama azmi,ve mutluluk vermişse.Ne mutlu size dünyanın en bahtiyar insanı olmalısınız. Dilerim ömrünüz boyunca mutlu bir hayatınız olsun. Dilerim Yeni senede her şey gönlünüzce olsun. Dilerim Tüm başarılar sizin olsun.Ve dilerim Anneniz hanım Efendiyle,Tüm güzellikleri birlikte yaşarsınız. Tanıma bahtiyarlığına erişemedim ama , ne olur benim yerime ellerini öpün , Çünkü sizin gibi bir evladın dünyaya gelmesine vesile olmuş. Görüyormusunuz bakın size bir türlü sitem etmek içimden gelmiyor. Ama,mektubu biraz daha uzatırsam . Korkarım içimdeki kırgınlıklar, pat diye sayfalara atlayacak.İşte bundan korkuyorum. Çünkü siz istememiş olsanız bile,Yeryüzünde ,Annem ve kız kardeşim dışında değer verdiğim tek hanımsınız ve öyle’de kalacaksınız.Handan Hanım, Size Sonsuz Sevgi ve Saygılar .
Pardon Size’de Doktor Hanım.......ama, sadece saygılar
Not :
Bu ,Size yazdığım son mektup olacak.Aslında İlki’nede gerek yoktu buna’da ,Zaten bundan sonra yazmak için hiç bir sebebim ve söylemek isteyipte söyleyemediğim bir şey kalmadı.Gelen yeni senede, Geçmişle ilgili tüm bağlarımı
koparmağa ve unutmağa karar verdim.Bu yüzden, Sizi bir daha hiç bir şekilde rahatsız etmeyeceğim. Son bir şey daha,biliyormusunuz,Bunca yaşantım boyunca konuşmakta zorlandığım ve korktuğum tek insansınız. Sahi bunu nasıl becerdiniz ...
Cevabını bulursanız banada anlatın sevinirim.
Kemal mektubu yazdıktan sonra bir kaç kere okudu sitem etmiş bile olsa içinde Doktor hanımı yaralayabilecek bir kaç cümle olup olmamasını defalarca kontrol etti.Olmadığına kanaat getirince vermeğe karar verdi.İşin güzel tarafı geçen yılbaşında olduğu gibi bu yılbaşıda Handan hanım nöbetçi idi götürüp kendi eliyle vermesi daha güzel olacaktı. belki ortada, hiçte sandığı gibi bir durum yoktu. Doktor hanım yoğun işleri dolayısiyle bu güne kadar cevap verememiş olabilirdi,Belkide mektubu vermesine gerek kalmayacak bir sıcaklıkta karşılanacaktı.Ya’da, büyük bir umursanmazlıkla . En iyisi gidip bunu görmekti.O günün büyük bir heyecanla gelmesini beklemişti, yılbaşı arefesinde iş yerine geldiğinde , Handan hanımın nöbetçi olmadığını öğrenmesi onu bir hayli üzmüştü.Her halde nöbet değiştirmiş olmalı diye düşündü. Hediyeleri ve hediye kutusu içine gizlediği mektubu arkadaşı ismaile bırakarak döndü.Nasıl olsa ertesi gün iş başı yaptığında eline geçecekti.Fazla üzerinde durmadı, Durmasınada gerek yoktu. bu kez geçen sefer olduğu gibi bu mektubundan sonra Handan hanım Kemali hiç aramadı.Zaten aramayacağını çok iyi biliyordu.Bu yüzden unutmağa karar verdi .Hiç bir şekilde Handan hanımla şu yada bu şekilde karşılaşmak istemiyordu.Zaten karşılaşmalarına olanak yoktu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder