kullanmadığını söylemişti.Akşam saat on sekiz olmuştu.Telsiz odasının kapısını açıp salonda televizyon seyretmek için çıktıklarında Handan hanımın orda olduğunu gördüler.
-Yemek yemek isterseniz ben yemekleri ısıttım .aşağı inip yiyebilirsiniz.
-Siz yedinizmi (diye sordu Kemal)
-Evet Kemal bey ben yedim.
Handan hanımın yüzüne baktı.Şaşırmıştı. hiç böyle bir şey yapmazdı. her halde erkenden acıkmış olmalıydı Bir ara gözgöze geldiler.Sanki gözleri ışıl ışıl parlıyordu.Ve bir şeye dikkat etti sabahki asık yüzlü Handan hanım gitmiş yerine güleç yüzlü bambaşka biri gelmişti. sanki bu geçmişteki Handan hanımın ta kendisi idi.Bir müddet konuştular hatta karşılıklı şaka bile yaptılar.Kemal bir şeyi çok merak ediyordu.Geçen nöbetinde arkadaşlarından biri ona “Sende İsmail gibi arabasını yıka sende onun gibi ona yalakalık yap belki aranız düzelir” demişti ve Kemal’de ona Handan hanımın kendisine, arabasını yıkattırmayacağı cevabını vermişti.Yalakalık yap sözüne çok gülmüştü.Çünkü yaradılışı itibariyle böyle bir karakteri oynaması mümkün değildi.Ama yinede merak ediyordu. Handan hanım ona,gerçekten arabasını yıkatırmıydıki. Bunu yapmayacağını çok iyi biliyordu ama sormadan emin olamazdıki.Kafasına takılmıştı ne olursa olsun soracaktı.
-Handan hanım arabanız çok kirlenmiş yıkamamı istermisiniz.
-Yoo...sağolun Kemal bey, biliyorsunuz. Saldıray bey burda araba yıkanmasına kızıyor.
Handan hanımdan beklediği cevap bu değildi.Birden Şok oldu.Bir daha sordu emin olmalıydı.
-Saldıray bey kızdığı içinmi yıkatmıyorsunuz.
-Hayır sadece onun için değil hem izin vermiş olsaydı’da beraber yıkardık zaten.
Kemal rahatlamıştı beklediği cevap buydu işte
-Teşekkür ederim.
Handan hanıma Ne kadar kızıyor gibiysede onun nezaketine ve inceliğine hayrandı. o’da Kemalin, bunu neden sorduğunu anlamakta gecikmemişti.Bir kaç ay evvel,Handan hanım alt katta muayene odasında iken Hastanın biri istifra etmişti. Kemal’de, Handan hanım gelip geçerken basmaması için eline paspası alıp silmek istediğinde ise hemen itiraz edip onun bunu yapmasını, Engellemek istemişti.Açıkçası bu tür işleri Kemale yakıştıramıyordu.Kemal öğreneceğini öğrenmişti.Yine mutlu olacak bir şeyler bulmuştu. sabahki karamsar havası dağılmış kabına sığamaz bir haldeydi.Daha sonra ,Sağlık memuru ile ,aşağı inip yemek yedikten sonra tekrar yukarı çıktılar.Handan hanım televizyonda haberleri izliyordu. gidip yanına oturdu.Bir müddet sessizce oturdular.Biraz sonra Televizyonda Levent Kırcanın Üç baba hasan adlı Tiyatrosu oynayacaktı.Eğlencelik bir şeyler almak maksadı ile,kalkıp Kuru yemişçiye gitti.Geldiğinde. Handan hanım odasına çekilmişti.Tiyatro oyunu başladığında, seyretmesi için onu çağırdı.Kitap okuyacağını bahane eden handan hanım odasından çıkmadı. Üstelik rejim yaptığını bahane ederek kemalin ikram ettiği çekirdeği ve dondurmayıda kabul etmemişti. Gecenin finalinde Kemal yine üzülecek bir şeyler bulmuştu.Anlaşılan bir geceyi olsun, mutlu bir şekilde bitirmiş olması kemale Haramdı.
İSTENMEYEN AMA KORKULAN SON
İşte istenmeyen ama gelmesi kaçınılmaz gün gelmişti. Handan hanımın,Anbulans servisindeki bir aylık görevi bu gün sona eriyordu.Ondan sonra Tekrar tedavi merkezine geçecek ordanda ikinciye kazanmış olduğu uzmanlık sınavına göre atanacağı yere gidecekti. Takvimler On Dört Haziran Çarşamba’yı gösteriyordu. Kemal çok üzüntülü idi.beş ay evvel.Kader onları yine bir birlerinden uzak yerlere fırlatmıştı. ilk gittiği gün onu görememişti.Ama içinde hiçte ebediyyen ayrılmış olmanın sızısı oluşmamıştı. sanki bir gün karşılaşacaklar diye hep ummuştu ve beklemediği bir zamanda ise bu hayali gerçekleşmişti.Ama bu günden sonra ise artık onu ebeddiyen göremeyecek olduğunu iyi biliyordu . Gergin ve stresliydi.Her şey iyi geçmeli. bu günki ayrılık muhteşem olmalıydı Geçen nöbetinde Handan hanım ona referansta vermişti . “Bir gün seni görmek isterim” diye. Onu çok özlediği bir zamanda gider görürdü.Zamanla her ikiside bu yokluğa alışırlar ve hatıraları maziye terk etmek daha kolay olurdu. Kendine söz verdi.En iyi tavrını sergileyecek farkında olmadan,Handan hanımın,bir çok kereler kırdığı kalbini bu gün yeniden kazanacaktı.İş yerine geldiğinde odada Sevgi hanım ve Handan hanım vardı. selamlaştılar . Handan hanımda biraz gergin ve stresli bir hal içinde idi.Hiç konuşmuyordu.Sevgi hanım Yine pohça getirmişti. Birlikte kahvaltı ettiler. Kahvaltı boyunca Handan hanım hiç konuşmadı.En az Onun kadar alıngan olan Kemal Handan hanımın bu durgun haline hem üzüldü hemde alındı.Onunda keyfi kaçtı.Kendisine surat asılıyor zannetti. yinede bir şey söylememeyi uygun gördü. Halbuki geceden traş olmuş. giysilerini ütülemiş ve sabahı iple çekmişti.Heyecan içinde idi.Beklediği şey bu değildi. Ne olurdu Handan hanım biraz güleryüz göstermiş olsaydı. nasılsa bu gün onun son günüydü.Biraz daha töleranslı olsaydı ne olurduki sanki. fazla bir şey istemiyordu.Sadece biraz güler yüz bu çok fazla bir şey değildiki.ama olmuyordu işte. Galiba bu gün hiç bir şey istediği gibi gitmeyecekti . Biran evvel bu günün bitmesini bütün kalbiyle istedi . Neden böyle yapıyorduki. Belki bir başka şeye canı sıkılıyorda olabilirdi ama.En azından bu günlük, sıkıntılarını bir kenara bırakamazmıydı.Son gündü işte. Öğlen sonrası, Çalıştıkları sağlık ocağından bir Hastayı Yedikuleye sevk etmek için yola çıktılar araçta kimse konuşmuyordu,Kemal dalgındı. Arada bir Handan hanım Kemale ”Yavaş git,Sollama,”Gibi ikazlar yapıyordu Zaten gergin olan Kemal büsbütün geriliyordu.Araçta nasıl davranacağını bilemiyordu. Bütün insiyatifini kaybet mişti .Topkapı alt geçidine geldikleri bir sırada.”Sahil Yolu” yazan tabelaya baktı.Ok istikameti sahil yoluna sağdan girileceğine işaret ediyordu. Bütün dikkatini yola vermişti.Sağa doğru hafifçe yanaşmağa niyetlendi.
-Sağdan gidin kemal bey
Kemal zaten düşünce içinde idi Handan hanımın bu gereksiz ikazı ile bir an şaşırdı..Ama yinede sağ tarafa yaklaştı. Handan hanım ısrarla.”Sağdan gidin kemal bey” diye söyleniyordu.Sağ tarafa girmeğe çalıştığı halde Handan hanımın bu ısrarı ile bir an sağını solunu şaşırdı. sandıki Sağdan gittiği halde Handan hanımın bu gereksiz ikazı ile sanki sola giriyormuşta onun için uyarılıyormuş gibi gibi geldi. Şimdi sağ ne taraftı,sol ne taraftı. Bir an kafası karıştı.Birden direksiyonu Sola kırdı.Şimdi gerçekten yanlış yola girmişti,Sahil yolu istikametine sapacaklarına Aksaray İstikametine doğru girdi.
-Ne yaptınız Kemal bey, Yanlış girdiniz
Kemal hiç sesini çıkarmadı.Mahçup olmuştu. Söyleye cek bir şey bulamadı.Bir üst yoldan sapıp ara sokaklar dan birine girdi. Beş dakika sonra Mevlane kapısı çıkışından yine sahil yoluna inmişti.Az sonra Yedikuleye geldiler. Hastayı bıraktılar. Dönüş yolunda idiler Handan hanım
-Biraz dikkat edermisiniz Kemal bey lütfen işinizi ciddiye alın. Eğer böyle devam edecek olursanız sizi değiştirmeleri için Remzi beye telefon edeceğim .
O ana kadar konuşmayan Kemal, yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştı.
-Handan hanım lütfen sakin olurmusunuz.Ben en az elli kere bu yollardan geçtim bir gün olsun şaşırmadım. sizin telaşlı haliniz benide etkiliyor.
-Mahsus yapıyorsunuz
İşte buna kızmıştı”Mahsus Yapıyorsunuz”Lafı zıvana dan çıkmasına yetmişti.
-Neden mahsus yapayımki Doktor hanım
-Evet mahsus yapıyorsunuz. değiştirilmenizi isteyeceğim
-İsteyin ama yanlış yere müracaat ediyorsunuz.Remzi bey, benim amirim değil.Beni değiştirme yetkisi yok. Ama siz isterseniz bu günlük izin alın ve gidin. Biz siz olmadanda devam ederiz.
Handan hanım başka bir şey söylemedi.Kemal’de uzatmadı.Bölgeye,geldiler her kez odasına çekildi. Kemal hem üzgün hemde mahçuptu Sevgi hanımla bile bir şey konuşmadılar.İki saat sonra Yıldız tabyada bir Hasta adresi daha verdiler.Ekip tekrar toparlandı. hastaya ulaştılar.Tabyadaki,adresten hastayı alıp Ok meydanına sevk etmek için yola çıktılar .Kemal tepeden aşagı Alibeyköye inip. Eyüp yolu istikametine girdi az sonra döner kavşaktan ,karşı yola saptı.Çevre yolu tabelasını görünce bu yola girdi.Bu yol ,normal Eyüp Edirnekapı yolundan daha kısa ve kestirme idi. Her zaman bu yolu kullanmazdı.önceki vakada girdiği yanlış yol hatasını telafi etmek. böylelikle handan hanımın gözüne girmek istiyordu.Doktor hanım Anbulansın arkasında hastanın yanında Sevgi hanım ise önde kemalin yanında oturuyordu.Sevgi hanım
-Doğru yola girdiğinden eminmisin
Kemal bir an korkuya kapıldı.Cevap veremedi. Az sonra Yeşil bir tabelada Çevre yolu yazısını gördüler
-Evet Kemal bey doğru yolda imişsiniz
Biraz rahatlar gibi oldu ama içinde hala bir korku vardı bir türlü ok meydanı yazan tabelaya rastlamadılar. Bir iki kilometre sonra Gördükleri tabelada Kemerburgaz yazıyordu. Şimdi hapı yutmuştu. Yine yanlış yola girmişti. Bir ara arabayı sağa yanaştırıp içinden kaçmak geldi.Çünki arkada ne söylediği anlaşılamamışta olsa Handan hanımın feryadı bağırtısı duyuluyordu.
-Sağ tarafa sapın Kemal bey sağ tarafa.Biraz geri gelin
Kafasını çevirince Ok meydanı yazan tabelayı görünce rahatladı.Durdu aracı biraz geriye aldı ve sağa sapıp ok meydanı yazan yola girdi.Handan hanım aracın arkasından bile Kemale talimat veriyor ve yolları ondan daha iyi görüyordu.Bir an kendini geri zekalı biriymiş gibi hissetti. Bu gün Handan hanıma yeterince rezil olmuştu. utanmasa ağlayacaktı.Ona bu gün ne oluyordu böyle.Gerçi yola girdikten çok az sonra yanlış girdiğini fark etmişti ama girmişti bir kere ve bir yerlerden nasıl olsa Okmeydanına çıkarım diye düşündüğünden geri dönmemişti. Sevgi hanımda “ Doğru yoldasınız Kemal bey” diye cesaretlen dirince devam etmekten başka çare kalmamıştı. Oysa girmesi gereken Çevre yolu, bir sonraki idi.Girdiği yolun ona hiç tanıdık gelmediğini çok sonra fark etmişti. daha önceden kullanmış olduğu yola hiç benzemiyordu . Okmeydanına geldiler hastayı bıraktılar . ama hiç kimse bir şey konuşmadı. zaten sabahleyin bütün söylenenler söylenmişti.Aynı şeyleri,tekrar etmenin bir gereği yoktu.Her halükarda, bu günki görev şöyle yada böyle bitecekti. Bir saat sonrada Haseki hastanesine gelmişler di. Hastayı bıraktılar.Sevgi hanım Bir hemşire arkadaşına beş dakikalığına uğramak istediğinde .Doktor Handan hanım ve Kemal onu hastanenin giriş kapısında beklemeğe başladılar.İkiside bir şey konuşmadan arabada oturuyordu. Doktor hanım sıkıldı arabadan indi.Kapısının önünde ayakta duruyordu. Kemal konuşmak istiyor ama cesaret edemiyordu. Handan hanımın ne tepki vereceği belli olmazdı. Çaresiz susup oturacaktı.Az sonra Handan hanım
-Kemal bey, ben kendime cola alacağım sizde bir şey içermisiniz
O güne kadar,Doktor hanımın hiç bir ikramını kabul etmeyen. Kemal bir an düşündü. Aslında bir şey içmek ihtiyacı içinde değildi. ama mademki bu kadar sinirli ve gergin bir ortamdan sonra Handan hanım teklif etmişti. geri çevirmek istemedi. hem belki konuşmak için bir bahanesi olurdu.
-Evet içerim
-Ne içersiniz
-Siz ne alırsanız
-İyide ben sizin ne içeceğinizi nerden bileyim
-Peki bende bir Cola içeyim
Handan hanım karşıdaki büfeye gitti.Aslında kemal Onu göndermez kendi giderdi ama,itiraz eder diye üsteleyemedi.Handan hanım teneke kutu içinde üç tane cola almıştı.Biride Sevgi hanımın olmalıydı.Uzattı Kemal Teşekkür ederek aldı. Açtı ama bir yandanda, Handan hanımın haraketlerini izliyordu.Cesaretini toplamaya çalıştı.
-Doktor hanım Demin yolları mahsus karıştırdım sanıyorsunuz ama yemin ederimki kasıtlı karıştırmadım
-Lütfen kemal bey sizi dinlemek istemiyorum
Kemal aldığı cevap karşısında Birden sinirlendi cevap verecekti.Aynadan Sevgi hanımın geldiğini gördü. meseleyi uzatmak istemedi cevap vermedi ama eli ayağı titremeye başlamıştı.Sevgi hanım geldi bindiler. kemal elindeki Coladan ancak bir yudum almıştı. Hastanenin kapısından çıkarken. Kapıda duran esnaflardan birine yanaştı ve elindeki cola yı uzattı
-İçmek istermisiniz
Adam ses çıkarmadan aldı kafasına dikti Kemal devam etti biraz sonra bir marketin önünde durarak Kendine başka bir cola aldı. yoluna devam etti.İş yerine geldiklerinde meseleyi bilmeyen Sevgi hanım sordu.
-Kemal bey Neden adama colayı verip başka bir tane daha aldınız.
-Onu handan hanım almıştı. konuşmak istedim beni konuşturmadı. bende beni konuşturmayan birinin colasını neden içeyim .Allaha şükür Kendimize bir cola alacak para var cebimizde.
-Ayıp ettin ama
-Amma iş yahu siz kadınlar her şeyi yapınca ayıp olmuyor biz en ufak bir şey yapınca ayıp oluyor öylemi.
Daha sonra Saat sekize kadar olay çıkmadı.Saat sekizde yine Haseki’ye bir hasta bırakmışlar, dönüyorlardı.Sevgi Hanım :
-Size dondurma alayım istermisiniz
-Ben rejimdeyim .(dedi, Doktor hanım)
-A.A, lütfen oyun bozanlık etmeyin,doktor hanım,Siz
Kemal bey
- Benim için fark etmez.
- İyi o zaman bu akşamlık rejimi bozalım bakalım Sevgi hanım. Kemal bey fındıkzade’den ağır ağır inelim oranın pastaneleri temizdir.(dedi handan hanım)
-Baş üstüne doktor hanım
Kemal Tamvay yolundan karşıya geçti Lunapark istikametine doğru saptı ağır ağır gidiyordu.Handan hanım” Şurda duralım,Yok burda duralım” ,diye bir türlü karar veremiyordu.Bu arada dondurma alacak pastanede kalmamıştı . Lunaparka kadar geldiler
-Pastane kalmadı Doktor hanım
-İyi o zaman Fatihe doğru çıkalım,
-En iyisi ben sizi Baltepe dondurmacısına götüreyim
-Nerde bu Baltepe
-Maltada
-İyi o zaman (dedi Sevgi)
Akdeniz caddesine girdiler henüz yirmi metre gitmişler diki telsiz anonsundan vaka bildirdiler .Doktor Hanım her zaman olduğu gibi yine telaşa kapılmıştı
-Dönün ,Kemal bey Hemen dönün.
-Tamam Doktor hanım Telaş etmeyin. döneceğim
-Dönsenize kemal bey
Kemalin yine eli ayağına dolaşmıştı. Handan hanım yine bağırmaya başlamıştı işte.Kendine dönüş yapmak için müsait bir yer arıyordu. Handan hanımın dönün diye gösterdiği yerler tek yönlü ve trafiğin yoğun olduğu yerlerdi . Bir yandan gidiyor ve Dönüş için müsait bir yer arıyordu.Handan hanım sesinin tonunu gittikçe sertleştiri yordu.
-Hadi Kemal bey dönsenize artık....Oyunmu oynuyorsunuz
Kemal,cevap vermedi kızmağa başlamıştı.Birden yolun orta refücünden öyle bir,U, dönüş yaptıki.Doktor hanımla, Sevgi hanım neredeyse kucak kucağa geldiler. onun bu ani dönüşü ile Handan hanım avaz avaz bağırıyordu.
-Dikkat etsenize biraz,Sizin neyiniz var bizi öldürmekmi istiyorsunuz.Ne yapmaya çalışıyorsunuz. Bu gün bütün tersliğiniz üstünüzde.
O avaz avaz bağırırken Kemal onun ne söylediğini bile duymuyordu.Kulakları oğulduyor.Sinirden zangır zangır titriyordu.Bağırdıktan sonra ,Hızını alan Handan hanım sustu.Az sonra Kemal bağırmağa başladı
-Bana bağırmaya hakkınız yok
-Ben bağırırım
-Bağıramazsınız.Ben yirmi iki sene, kimseyi kendime bağırttırmadım sizede bağırttırmam. Beni zorlamayın Sizi kırmak istemiyorum.Ama kırarım. Ağzıma geleni bana söyletmeyin. Lütfen zorlamayın beni. Ne istiyorsun sen.Senin derdin ne geldiğin günden beri benimle uğraşıyorsun.Beni tokatlamakmı istiyorsun. İyi o zaman gel vur sana sesimi çıkarmayacağım ama ne olur bağırma bana.Lütfen yapma......Seni ömrüm boyunca,Yaşadığım sürece bir daha asla görmek istemiyorum.
Handan hanım susmuştu. Sevgi hanımda çıt çıkarmıyordu.
Biraz sonra Kemalde sustu daha fazla konuşmak istemedi Her an ağzından telafi edemeyeceği bir söz çıksın istemiyordu.Sevgi hanımın yanında ancak bu kadar konuşabildi hızını alamamıştı.Oysa söyleyecek,o kadar çok şeyi vardıki ama hepsini içine attı.”Seni seviyorum, Senden Ömrüm boyunca asla ayrılmak istemiyorum. bugün bütün salaklığım bir daha seni göremeyecek olmamın stresin den, Ne olur anla beni ve beni üzme,Bana olan kinin seni seviyor olmamdanmı kaynaklanıyor.yoksa geçmişte sana verdiğim nisbetler denmi kaynaklanıyor.Onu bana söyle.Beni sevdiğini biliyorum neden bunu terslenerek örtmeğe çalışıyorsun,Ben ne yaptım sana bütün suçum seni seviyor oluşummu, kendini bana yakıştıramadığın içinmi benden uzak durmağa çalışıyorsun.” Bunları söylemek istedi ama Sevgi hanımın yanında bunu söyleyemezdi.İşte nihayet Dört senenin finali böyle olmuştu ama böyle olmamalıydı.Geçmişte,birbirlerini Kırmayacaklarına söz veren iki kişinin, düştüğü durum böyle olmamalıydı. Ama olmuştu işte.İki can düşmanı gibi birbirlerini son üç gün hep yemişlerdi.Sultan çiftliği hastanesine geldiler Kemal, sevgi hemşire ile üst kata sedyeyi çıkardı. Hastayı Sedyeye yüklediler.Kafsının içi biraz evvel bir birlerine bağırmış olmanın düşünceleri ve sıkıntısı ile doluydu.Birden,başı döndü. gözleri karardı ve ayaklarının bağı çözüldü. Düşmemek için mücadele etti. Koridordaki sandalyenin üzerine kendini zor attı.Ve birden boşaldı Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hasta sahipleri ve Sevgi hanım şaşırmışlardı. Hastanenin diğer Hemşireleri koştular. Kemale,kolanya ile Masaj yapmaya ve bir şeyler koklatmaya başladılar. Ama , Kemal hala Ağlıyordu.Hemde hıçkıra ,Sevgi hanım bu arada teskin edici bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama Kemal onun ne söylediğini duymuyordu.Hasta sahipleri ne olduğunu soruyorlardı. Ama bir cevap alamamışlardı. Kimsenin bir şey bilmesine gerek yoktu. İyice boşalan Kemal az sonra rahatladı. ve Hastayı araca nakledip sonrada Vakıf Guraba hastanesine geldiler. Ama bir problem vardı.Hastayı,yer olmadığı bahanesi ile kabul etmek istemiyorlardı.Handan hanımda bir türlü insiyatif gösterip ağırlığını koyamıyordu. Biraz evvelki olaydan Sevgi hanımda etkilenmişti. O’da hiç bir şekilde Doktor hanımın işine karışmak istemiyordu.Oysa Sevgi ve Kemal ikisi yalnız olmuş olsalardı şimdiye kadar hastayı çoktan, bir şekilde Hastaneye kabul ettirirler di. Handan hanımı tek başına bırakıp aracın içine gidip oturdular.Handan hanım bir yerlere telefon etmeğe çalışıyor ama bir netice alamıyordu. İki saat kadar bir zaman geçmişti.Arada bir, Doktor hanım kaçamak bir şekilde Kemale bakıyordu.Ama yüzünde üzgün bir ifade vardı.
Kemal :
-Görüyorsunuz değilmi Sevgi hanım iki saattir, buradayız ve bir netice alamadık.Karışmak istemiyorum ,ama bu iş uzayacak galiba,Eğer yalnız olsaydık biz bu hastayı, ne yapar ne eder kabul ettirirdik.Ne dersin merkezi arayalım mı .
-Karışmayın Kemal bey Handan hanım gerekeni yapar.
-Karışmayalım ama ,Handan hanımın çaresizliği beni üzmeğe başladı.Oda bizden yardım istemiyor. hadi gel yanına gidelim.
Sevgi hanımla Handan hanımın yanına geldiler Kemal onun duyacağı bir şekilde Sevgi hanıma seslendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder