28 Aralık 2007 Cuma

47-57

dışlar dışarda rahat olamazsınız. Söylediğiniz şey, pek romantik. Realist değilsiniz .
- Siz öyle zannedin.
- Peki bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum.
- Bakın tekrar söylüyorum. siz çok iyi bir insansınız ve beni ne zaman isterseniz görmeğe gelebilirsiniz .Beni çok sevdiğinizi biliyorum. Bende sizi seviyorum. hem İsmail beyide , diğer arkadaşlarıda çok seviyorum öyle iyi insanlarki.

Handan hanım bu son cümleyi, çocukça bir masumiyetle ve öyle bir rahatlıkla söylemiştiki.Bunu her ne olursa,olsun Hissi manada söylenmiş olarak yorumlamamıştı, Bir an bunu duymak çok hoşuna gitmişti,Ama bu mutluluğuda çok kısa sürmüştü.Çünkü Handan hanımın kastettiği veya anladığı mana çok daha değişikti.Eğer bu,Kemalin duymak istediği manada bir sevgi olsaydı bunu asla ve asla söylemeyeceğini çok iyi biliyordu. Bir an kendisinin İsmail ve diğerleri ile mukayese edilmesi hoşuna gitmemişti . keşke bunu söylememiş olsaydı. ama söyle mişti işte.Belkide bunu söylerken,yanlış düşüncelere kapılmasını engelemek için yapmıştı amacı bir şeyleri ima etmekti. İkiside sanki bir birleri ile satranç oynuyorlardı. Kemal ve Handan hanım ayak üstü neredeyse yarım saate yakın bir sohbet etmişlerdi. şu anda ikisinin durumu candan iki yakın dosttan farklı değildi ama biraz sonra onun yanından ayrılacaktı ve, kendisine ne kadar uzak olduğu hissine yine kapılacaktı.Bu duygu onun her zaman ruhuna hakim olan bir duyguydu.Oysa bir sürü bayan arkadaşı olmuştu, bunlar her mevkide bulunan insanlar olmalarına rağmen Nedense Handan hanıma elinde olmadan bir saygı bir şefkat ve bağlılık duyuyordu . Duygularının menşeinin ne olduğunu kendisi de anlamış değildiki. Onu seviyordu ama bu sevgisinin bile neye yönelik olduğuna bir türlü anlam veremiyordu. Her ikiside her manaya gelebilecek şeyler söylemişlerdi.Eğer geçmişte bir başka kadına Aşık olduğunu söyledikten sonra onu kazanacağı yerde kaybetmemiş olsaydı. Ve bu tür acıları daha önce yaşamamış olsaydı aynı yanlışı Handan hanıma karşıda yapmış olması işten bile değildi ve onun şu anki dostluğunu’da kaybetmesi ihtimali her an için söz konusu idi.Bu yüzden demin evlilikle ilgili söylediklerinin yanlış anlaşılmaması,kastedilen kişinin Handan hanım olduğu anlaşılmaması için hedef saptırması lazımdı.

- Handan hanım yeterince ,vaktinizi aldım eğer müsaade edecek olursanız ben gideyim yarım saat sonra evden çok önemli bir telefon görüşmesi yapacağım .
-Hayırdır.Kemal bey anlayalım yoksa demin kastettiğiniz şeylerle ilgili bir görüşmemi
- Öyle sayılır . bir hanım arkadaşım arayacak .
- Ciddi bir konumu bari
- Bilmiyorum, olabilirde olmayabilirde .
- Pekala size bol şanslar
- Teşekkürler. tekrar iyi akşamlar dilerim . Hoşçakalın
- Sizde hoşçakalın
- Pardon Doktor hanım aklıma takılan bir şey vardı.acaba sormuş olsam size karşı ayıp etmiş olurmuyum bilmiyorum
- Buyrun Kemal bey sorabilirsiniz
-Ama biraz özel bir şey umarım kızmazsınız.

Handan hanım hafifçe tebessüm etti

-Sizi dinliyorum
-Şey.. buraya arasıra bir eczacı bey geliyordu,Acaba , diyorumki .... sizde,

Kemal daha cümlesini bitirmemiştiki handan hanım gülümsemesini kesti ve hayretle Kemalin yüzüne baktı.,

- Allah iyiliğinizi versin Kemal bey. siz benim hayatımda birilerinin olduğunumu zannediyorsunuz.Hay Allah, Hayatım da kimse yok merak etmeyin olsaydı söylerdim.

Kemal birden kuşlar gibi hafifledi ve eni konu rahatlamıştı

- Son bir şey daha ,
-Buyrun kemal bey
-Siz her şeyin en iyisine layıksınız.Ama lütfen bulunduğunuz yerle yetinmeyin. neden sizde uzman olmak için imtihanlara katılmıyorsunuz
-Amaan Kemal bey ,zaten yeterince meşguliyetim var . hem biliyorsunuz ben bir üniversite daha okuyorum.Birde araya uzmanlık sınavlarını sıkıştırırsam. bir saniye bile boş vaktim kalmaz
-Ben başaracağınıza bütün kalbimle inanıyorum.Bunu bir kez daha düşünün
-Kısmet kemal bey

Kemal gitmeğe hazırlanıyordu. Birden

-Burdan neden sürüldüğümü biliyormusunuz .
-Hayır ama ,tahmin edebiliyorum
-Sizce neden
-Toplantıda,Deniz Hanımla tartıştınız ya belki sebebi budur.
-Hayır bilemediniz,....Sizin yüzünüzden sürüldüm

Handan Hanım birden affalladı.Şaşkınlıktan göz bebekleri büyüdü .Sesi titreyerek sordu.

-Benmi sebeb oldum.
-Evet siz.
-Ama
-Hayır canım üzülmeyin.siz sebeb oldunuz derken ,nedeni nin farkında bile değilsiniz
-Hani bir akşam demiştiniz ya! “Kemal bey iyiki sizde burada nöbetçisiniz.Yoksa iki hanım bu koskoca binada yalnız kalmaktan korkardık “ Diye , işte o gece aksi gibi gerçektende bizi Sultanlı Sağlık ocağına görevlendir mişlerdi ve ben gitmeyi red etmiş yazılı emir istemiştim. Bunun üzerine faksla yazılı emir geldi,hemde vilayetten ve yalnız bize değil bütün bölgelere. ben o gece gitmememin faturasını Şileye sürülerek ödedim.Yoksa,Deniz hanımın beni sürgüne göndermeğe gücü yetmez.

Handan hanım donmuş kalmıştı.Sadece“Yaa...Öylemi “ diyebildi .

Kemal handan hanımın başka bir şey söylemesine fırsat vermeden.Allahısmarladık diyerek aracına bindi ve ağır ağır uzaklaştı , İsmail beyin ve Handan hanımın kendisine el salladıklarını gördü.Bu akşam buradan çok mutlu ayrılmıştı. Eğer bu kapı önü muhabeti olmasaydı. Aynı mutlulukla buradan ayrılabileceğini zannetmiyordu. Yapacağını söylediği telefon konuşmasına gelince. Evet böyle bir telefon konuşması yapacaktı. tanımadığı Bir insandı bu Annesinin kendisine bulduğu gelin adayların dan biriydi ama bunu özellikle söylemişti .Handan hanıma karşı o kadar ilgili gözüküyorduki. onun anlamasını hem istiyor hemde bundan korkuyordu. Bu hedef saptırmaktan başka bir şey değildi.İşte bu yüzden başka bir hanımla görüşeceğini kasıtlı olarak söylemişti. Eve geldikten sonra, saat on bire doğru Adı Aysel olan bayanı aradı aralarında çok kısa bir konuşma geçti.Bu görüşme onun için hiç bir anlam ifade etmiyordu . Handan hanıma uğramasının üzerinden üç gün geçmişti. Bu arada Şileye dönmüş, senelik izni alarak, tekrar istanbula geldi. Ruh dünyası öylesine yalnız ve boştuki. Henüz yüzünü görmediği Aysel hanımla telefon konuşmaları. sıklaşmış. Onunla arkadaş olmuşlardı .Bir kaç telefon görüşmesin den sonra Birlikte bir akşam yemeğine çıkmışlardı ama Ayseli hiçte istediği gibi bulmamıştı. aralarında bariz bir şekilde Bir kültür farklılığı vardı .belkide onda handan hanımı görmek istemişti ama Her şeye rağmen bu insanda farklı biriydi. ilerleyen günlerde Bir çok konularda fikir ayrılığına düştüklerini görünce her ikiside bir daha görüşmemek üzere bu arkadaşlığı noktalamağa karar vermişlerdi. ve Galiba bu her ikisi içinde bir kayıp olmamış . Dostça ayrılmışlardı.Aklı hala Handan hanımda idi öylesine zarif biri idi,ve ondan öylesine etkilenmişti ki Onu ruhundan söküp atmadıktan sonra , Kemalin şu anda kimse ile birlikte olmasına imkan yoktu ama Handan hanımlada olması mümkün değildi. Ve her ne olursa olsun galiba ikiside istemedikten sonra bir daha karşılaşmaları bile imkan dahilinde gözükmüyordu. O gece söyleyebileceği her şeyi ima yollu söylemişti, ve bunlarıda Handan hanımın anlamamasına imkan yoktu. anlamalıydı diye düşünüyordu ama anlasaydı’da ne olacaktıki. Bir kaç gün sonra o gece söylemiş olduğu şeylerden çok büyük bir pişmanlık duymaya başlamıştı.Gereksiz o kadar çok şey söylemiştiki Handan hanım bu güne kadar Kemale çok değer verdiğini her zaman belitmişti.İnsanca,dostça bir Yaklaşımda ve davranışta bulunmuştu.Kemalde bunu yanlış değerlendiriyor olabilirdi.Ya’da en azından doktor hanım, Samimiyetinin istismar edildiğini düşünüyor olabilirdi . İşte bu durumu düzeltmesi lazımdı .İstanbula geldiğinde ona bir iki satır mektup yazıp göndermeyi planladı ve o geceki konuşmalarının yanlış anlamış olmasını önlemeliydi.Oysa ortada yanlış olabilecek bir şey yoktu.Yanlış olan Kemalin bir şöför, Handan hanımında Doktor olmasından başka bir şey değildi.Ve yine yanlış olan Kemalin,Doktor hanıma aşık olmuş olmasıydı. ve böyle bir Aşkın ne başı vardı nede sonu olabilirdi.Buna rağmen Kemal dolaylı yoldanda olsa bir şekilde ona hislerini çok belli etmişti.İşte bunları biraz olsun sulandırmalı ve handan hanımın kafasını biraz olsun karıştırmalıydı. işte bu yüzden, bir başka kadınla o telefon görüşmesi yapacağını özelikle söylemişti.Yoksa kadın umurunda bile değildi.Ve ilk izinli olduğu gün eve geldi bilgisayarının başına geçti saat gece iki buçuğu Gösterdiğinde Handan hanıma göndereceği mektup yazıl mış ve ertesi günü yola çıkmayı bekliyordu.

Çok Sevgili Doktor Hanım,Merhaba
Eğer gözünüzde bir saygınlığım olduğunu bilmeseydim . Ve size Saygım ve hayranlığım olmasaydı. böyle bir mektubu yazmaya hiç gerek duymazdım. Neticede bir birimizi , biz istemedikten sonra Bir daha asla görme şansımız ve imkanımız olmayacak. Böyle oluncada hakkımda ne düşünürseniz düşünün der boş verebilirdim. Ama dediğim gibi, Hafızanızda ebediyen saygın ve seviyeli bir durumda kalmayı arzu ettiğim için böyle bir gayretin içersine girdim. Şimdi böyle bir önsöze girmiş olmamın ne gereği vardı değilmi. Yok gibi gözüküyor ama var olduğunu ikimizde biliyoruz . Son zamanlarda öyle çocukça davranışlarda bulundumki. Ve sizde öylesine iyi niyetlisinizki Bunları görmezden geldiniz.Eğer ben sizle bazı şeyleri konuşma cesaretini bulmuş olsaydım. Belki derdimi anlatabilirdim belkide beceremez , söylemek istediğim şeyler havada kaldığı içinde yanlış anlamanıza sebeb olurdum,ve bana bakış açınız bir anda değişirdi.Dediğim gibi size değer vermemiş olsam bunların hiç birini umursamaz aldırmazdım. Ama siz benim için çok önemlisiniz ve bir dönem yaşama tutunmak için tek sebebimdiniz.Fakat geçen günler bana öylesine hayat dersi verdi ve ben öylesine sağlıklı bir ruh yapısına kavuştumki.Artık size olan sevgimin evet sevgimin diyorum,içeriğini daha iyice bir tahlil ettim. Ve şimdi öylesine mutluyumki, eğer ben o günlerde size olan sevgimi bir Aşk ile karıştıracak olsaydım .Belki ben yeni bir düşman daha kazanacaktım Sakın bundan yanlış manalar çıkarmayın. Siz her erkeğin Aşık olabileceği güzelliğe ve Yüceliğe sahip bir insansınız.Ama benim size Aşık olmağa hakkım yoktu ve bu pekte inandırıcı gelmezdi.Ama gerçek sevgi bana göre Aşklardan daha kutsal ve gerçekçi, ve’de bir ömür boyu kalıcıdır. Keşke geçmiştede Duygularımı böylesine sağlıklı tahlil edebilmiş olsaydım. Bu gün çok daha değişik bir yaşam biçimim olabilirdi.Evet Bana siz söylediniz , “Beni sevdiğinizi biliyorum” diye evet doğruydu. Ama müsaade ederseniz, Bende sizi bir kardeş gibi sevmediğimi söylemiş olayım.Bakmayın geçmişte size, ölen kardeşime benzediğinizi söylemiş olmama . O günlerde öyle gerekiyordu.Çünkü size o kadar ilgi duyuyordum ve öylesine bir göz hapsine almıştımki bunu fark etmemiş olmanız imkansızdı.Ve benimde bunu bir şekilde kamufle etmem lazımdı. Küçük masum bir yalandı . Ve Bunada inandığınızı söylemek sizi saflıkla suçlamak olurdu. Siz çok seviyeli bir insansınız. Öylesine güzel bir şekilde idare ettinizki. Asla duygularımı bayağılaştırma fırsatı vermediniz . Ah ne olurdu geçmişteki muhattaplarımda böylesine seviyeli olabilselerdi. Ama her halükarda sizden o kadar çok şey öğrendimki.Bu size yazdığım kimbilir kaçıncı mektup Her birinin uzunluğu.en az on beş sayfa ve onları bile size gönderip,zihninizi meşgul etmek bile, Seviyesizlik gibi geldi. Evet sözün kısası. Sizinde söylediğiniz gibi gerçekten de, Evet Sizi Çok Seviyorum. Hemde düşünemeyeceğinizden çok seviyorum. Ahlakınızı çok seviyorum.Yanınızda en ufak kötü bir laf söylendiğinde duymak istemediğiniz için yüzünüzü buruşturmanızı çok seviyorum. Nezaketinizi hassaslığınızı ve duygusallığınızı , Kibarlığınızı , asaletinizi ve aile terbiyenizi çok seviyorum.Bana değer verip benim hak etmediğim kadar incelik ve yakınlık göstermenizi çok seviyorum Ve en önemliside alçak gönüllü oluşunuzu çok seviyorum . Şekli ne olursa olsun Sizi sevdiğimi söylediğim için kendime kızışımı ve kendimi hiç affetmeyecek kadar kendime ceza verişimi çok seviyorum.Bütün bunların içinde hak etmediğiniz bir vasfınız varmı , Bana söylermisiniz.Ve bana Hala kızıyorsanız bütün bunlardan sonra yine kızmaya devam edecekmisiniz . Ve sakın sakın bütün bunları, İlanı Aşk’ta bulunan birinin sözleri olarak ele almayın . Bir daha asla ömrüm boyunca , ben bu salaklağı yapmam . Sakın yanlış anlamayın ,Size aşık olmak bir salaklık olduğu için değil Aşkın kendisi en büyük salaklık olduğu için.Ve birde Aşklarda asla bir Realizm olmadığı ve insanı afyonlayıp uyuttuğu için söyledim. Bu güne dek, o kadar çok hayal kurdumki artık yaşantımda hayallere yer yok.Ve romantizmin yeri gerçek hayatta değil sadece romanlardadır . Farkındamısınız bilmiyorum ama bu güne kadar,size isminizle hitap etmekten hep kaçındım, Sen demeyi bile bir bayağılık buldum.Ama ne olur bunları size Doktor olduğunuz için filan söylediğimi sanmayın. Benim sizin Doktorluğunuz, umurumda bile değil.Öylesine asil ruha sahipsiniz ki .Edineceğiniz hiç bir vasıf , Ruhunuzun yüceliğine asla erişemez.ve bende ancak bu güne kadar ruhlarla haşır neşir bir insan olarak ancak buna önem verdim.Hayatta en büyük düşmanım . kendini beyenmiş insanlar oldu, bu insanlar isterse , en yüksek makamlarda , isterlerse dünyanın en zengin insanları olsunlar. Gerçektende bunları laf olsun diye söylemiyorum.Çünkü hayatımın her seyrinde,Bunları ben yaşadım,Kendimi size anlatmak gibi bir salaklık yapmayacağım. ama şu kadarını söyleyeyim Geldiğim şu noktaya baksanıza .Gönderdiğim Diskete, bundan önce yazdığım ama çok uzun olduğu için göndermediğim mektubu kaydettim, çünkü onu silmeye kıyamadım. İçinde yine bu güne kadar yazdığım bir kaç Hikaye var. yazdığım şiirlerin tamamı değilsede iki sene içinde yazılmış olanların tümü duruyor. Yazdığım son hikaye size hiç yabancı gelmeyecek .Okuyun anlamağa çalışın.Enteresandır. İlk hikayem tanıştığımız günlerin atmosferini ,ikincisi ise konuştuğumuz son günün ve son günlerimin atmosferini taşımakta. Size hayatım dahil bir çok şeyi borçluyum. Hayatımı ise asla tedavi amaçlı olduğu için borçlu olduğumu sanmayın. Bütün bunları niye yazdım biliyormusunuz. tek bana göstermiş olduğunuz dostluğa ihanet etmediğimi göstermek ve bana olan sıcaklığınızı,başka yerlere çekip istismar etmediğimi göstermek için yazıyorum.Ama dostluğunuza ,arkadaşlığınıza öyle çok ihtiyacım vardıki,ve hala da var.Tekrar söylüyorum.Size olan sevgimi ister bir kardeş sevgisi , ister bir arkadaş,ve candan bir dosta ihtiyacı olan birinin sevgisi olarak ele alın isterseniz.Kalbten, bütün kirlilikten (Cinsellikten) arınmış Kutsal bir duygusal sevgi olarak ele alın Nasıl algılarsanız önemli değil. Ben sizi artılarınızla ve eksilerinizle seviyorum . Büyük bir ihtimalle,bu mektupla birlikte , size birde peçete göndereceğim belki bunun ne anlama geldiğini anlamayacaksınız . O peçete sizin bana ikram ettiğiniz poğaçayı sardığınız peçete ve ben o gün bu gündür sizden bir hatıra olduğu içinde saklıyordum. Görüyormusunuz ben ne kadar tuhaf ve komik bir adamım. bana verdiğiniz bir kağıt parçası bile benim için ne kadar değerliymiş .Bilmem anlatabiliyormuyum. Gerçektenden bana mesafeli idiniz ama biliyormusunuz. bazı şeyler ısmarlama olmuyor.Ben o günden bu güne bir çok hanımla karşılaştım. ama dediğim gibi böyle şeyler hiç bir zaman hesaplanarak olmuyor. Peki siz söyleyebilirmisiniz. İçindeki sevgiyi bu kadar zaman saklayabilecek kaç tane erkek vardır acaba .” Size bu kadar yakınlık duyarken, uzak duran . Kendisine ,ise bir buz dağının tepesinden sıcaklığını ama aynı orandada uzaklığını gördüğü bir kadına bu kadar sıcaklık ve yakınlık duyabilecek kaç tane erkek vardır . Siz kadınlar öyle saf öyle temiz duygulara sahipsinizki. sizlerinde bizler gibi düşünebileceğini sanmakla ne kadar yanılıyorsunuz. Belki,Farkında değilsiniz.(Belkide kasıtlı olarak belirtiniz) İsmail beye ve tanımadığım bir kişi olan Caner(her kimse) beyi’de sevdiğinizi söylemekle, belki niyetiniz bir şeyleri ima etmek değildi ama beni,ne kadar kırdığınızın farkında bile değilsiniz.Nasıl onlarla beni mukayase edebilirsiniz. Bu kişileri küçümsediğim için yazmadım bunları. Yalnız onlarla mukayese edilmek hoşuma gitmedi.
Not:
Bu kısa yazmak istediğim mektup bile yine bir hayli uzun oldu. Bundan önce yazmış olduğum mektubu gönderip göndermeyeceğime son ana kadar karar vermiş değilim. eğer dayanamayıp gönderirsem ne olur bağışlayın.Size ömrünüz boyunca önce mutluluk sonrada başarılar dilerim. Sevgiler ve saygılarımla.A.KE.DO .23.10.1998-Prş*12.45

Mektubu yazan Kemal bir kaç kere okudu.Onu ve Şilede Handan hanım için yazmış olduğu Şiirleri beraberce paketledi. Daha sonrada,Laleliye inip , Seyidoğluna giderek oradan bir kiloda baklava yaptırıp. hepsini bir poşete koyarak bir kurye arkadaşı vasıtasıyle Handan hanıma gönderdi. Mektubun yola çıkmasından on dakika sonra bu göndermiş olduğu mektup,ve şiirler için bir pişmanlık duymaya başladı.Yazdığı,mektupta değilse bile Şiirlerde ona dolaylıda olsa aşkını itiraf vardı ve onunda anlamaması imkansızdı. bir an yine bir münasebetsizlik yapıyormuş gibi geldi.Ama iş işten çoktan geçmişti. Evde Annesiyle oturuyordu.Mektup şu ana kadar çoktan Handan hanımın eline geçmiş olmalıydı . Birden cep telefonu çalmağa başladı. Çıkarıp baktı. ve Telefonun ekranında Handan hanımın numarasını gördü.Birden heyecanlandı. odadan dışarı çıktı. annesi Kemalin yüzüne baktığında onun kıpkırkımızı olduğunu gördü.Gerçektende Kemal heyecanlanmış ve korkmuştu . Çünkü, Handan hanımın bütün bunlardan rahatsız olmuş olabileceğini ve kendisini azarlayacağını düşündü ,belkide ona hiç hoş olmayan şeyler söyleyecekti, Bu nasıl bir duyguyduki böyle.Hayatta hiç bir şeyden korkmayan bir adam’ken nasıl oluyordu’da Handan hanımın söyleyebileceği her hangi bir söz onu bu kadar korkutuyordu.Ve ona karşı her hangi bir şekilde karşı saldıraya geçebilecek bir söz söyleme cesaretini neden kendinde bulamıyordu. Korkarak, Telefonu açtı. Sesi sanki titrer gibiydi ve, her şeye’de hazırlıklıydı.

-Efendim
- Kemal bey iyi akşamlar,
-İyi akşamlar Doktor hanım
- Gönderdiğiniz hediyeleri aldık, teşekkür ederim. çok naziksiniz.Hem’de kurye ile göndermeniz büyük bir jestti.Ayrıca baklava içinde teşekkürler
- Önemli değil afiyet olsun.Doktor hanım mektubu okudunuzmu.
-Evet
-Peki kızdınızmı
-Niye kızayım Kemal bey her kadın öyle şeyler duymaktan gurur duyar.
- Peki şiirleri okudunuzmu
- Şöyle bir göz attım ama hepsini okuyamadım. şu anda’da yalnız değilim zaten. Daha sonra okuyacağım.

Kemal öyle heyecanlıydıki. içi içine sığmıyordu Doktor hanım ona kızmamış aksine memnunda olmuş gibiydi. şu anda ona söylemek istediği öyle çok şey vardıki ama sanki dili tutulmuş gibiydi ve aklına hiç bir şey gelmiyordu.Tam konuşacaktıki Doktor hanım

- Kemal bey şu anda acil bir iş çıktı arkadaşlarla çıkmak zorundayız daha sonra konuşuruz tamammı.
- Tamam doktor hanım size iyi görevler.iyi akşamlar .
-Size’de Kemal bey İyi akşamlar.

Kemal telefon kapandığında öyle büyük bir coşku içinde idi’ki , o anda yer yüzünün bütün servetini önüne dökmüş olsalardı,yinede bu kadar sevinebileceğini zannetmiyordu. Çok mutlu olmuştu.Handan hanım kendisine kızmamış üstelik birde teşekkür etmişti. İşte bütün beklediği bu idi. Gönül alıcı tatlı bir kaç kelime daha başka ne istiyebilir diki. Şu anda Hayatının en mutlu saniyelerini yaşıyordu . Arka cebinden cüzdanını çıkardı ve açtı içinden bir iki resim çekti. bu resimler Şileye gitmeden önce Handan hanımın kendi eliyle çektiği resimlerdi. ve o anı ,bütün sıcaklığı ile hatırlıyordu. Şileye sürülmesinden bir hafta evvel Sağlık ocağının önündeki ağaçların altında İsmail Mangal yakmıştı. kendiside iki kiloya yakın Tavuk kanadı getirmişti İsmail,Handan hanım ve o günki nöbetçi hemşire hep birlikte bir mangal partisi yapıyorlardı. Yemeğin ortalarına doğru,Handan hanım Üst kata odasına giderek fotoğraf makinesini getirmiş hep birlikte resim çektirmişler ve o anı ölümsüzleştirmişlerdi. Aradan on yada on beş gün geçmesine rağmen Handan hanım bir türlü resimleri tab ettirip kendilerine vermemişti, bir gün Yemek hanede birlikte yemek yedikleri bir sırada dayana mayıp sordu

-Doktor hanım,çektiğiniz resimlerden bize vermediniz en azından filmi verin bizler kendimize birer tane tab ettirelim.
- Kemal bey çok üzgünüm, filmlerin hepsi yanmış
- Yaa,Demek yandı . Ne tesadüf, bende bazen resim çektiğimde eğer vermeğe niyetim yoksa benim çektigim filmlerde hep yanıyor,hayret ne büyük bir benzerlik
-Aşkolsun Kemal bey demek inanmıyorsunuz
-Yoo pekte önemli değil, ne yapalım siz yandı diyorsanız, bize’de inanmaktan başka bir seçenek kalmıyor

Handan hanım kemalin bu lafı üzerine yerinden kalkarak üç kat yukarı koşarcasına çıktı ve çıkmasıyle inmesi bir olmuştu. elinde yine fotoğraf makinesi vardı.Bu sefer aşçıya rica ederek birlikte yeniden poz verdiler. Kemal istemediği halde yanlarına sağlık ocağının bir başka doktoru daha sokularak poz verdi.O Resimlerin çekilmesinden on gün sonrada, Kemal Şileye sürülmüştü. Çoğunlukla hafta sonları evine geliyor cumartesi ve pazar kaldıktan sonrada tekrar dönüyordu. aslında istanbula her gelişinde içinde bastıramadığı büyük bir arzu ile handan hanımın çalıştığı yere gitmek ve onu görmek istiyordu ama buna cesareti yoktu.Ama onu öylesine özlemiştiki onu görmek için bir bahane bulmalıydı.O akşam mesai bittikten sonra,Çarşıyı dolaşmaya çıktı. Tezgahların birinin üstünde kulplu bir çay bardağı gördü üstüne Şilenin amblemi basılmıştı orjinal bir şey gibi geldi Tabağınıda istedi ama sadece bardak vardı.Aldı ve bunu handan hanıma götürmeğe karar verdi.Şimdi en azından bir bahanesi olmuştu.Hafta sonu onun nöbeti olduğunu telefonla arkadaşlarından öğrendi.İş yerine geldiğinde Handan hanım odasında oturuyordu ve misafirleri vardı. Kapıyı tıklattı.Kapıyı handan hanım açmıştı Kemali karşısında görünce gülümseyerek

- o Merhaba Kemal bey , hoşgeldiniz
- Teşekkürler handan hanım size bunu getirmiştim

Elinde ufak bir paket vardı ve bu paketin içinde ise Şileden handan hanım için almış olduğu bardak vardı.Uzattı

- Nedir bu Kemal bey.
- Açıp bakın size layık değil ama çam sakızı çoban armağanı.

Handan hanım bir çırpıda paketi açtı

- Çok teşekkür ederim kemal bey neden zahmet ettiniz
- Yalnız kusura bakmazsanız tabağını bulamadım. Çünki bunların tabaklarını yapmıyorlar.
- Olsun önemli değil hatırlayıp getirmişsiniz ya . Neden kapı önünde duruyorsunuz . İçeri gelsenize
- Yok teşekkür ederim rahatsız etmeyeyim , hem zaten misafirlerinizde var ben müsaadenizi rica edeyim.
- Pekala siz bilirsiniz.

Kemal müsaade isteyip tam yanından uzaklaşıyordu. Handan hanım seslendi.

- Kemal bey durun bir dakika benimde size bir süprizim var.

Kemal bir an için meraklanmıştı bu sürpriz ne olabilirdiki. Handan hanımın içeri girmesi ile çıkması bir olmuştu elinde sarı bir zarf vardı. Kemale uzattı , Kemal büyük bir heyecanla ve merakla zarfı açtı içinde. Çok önceleri piknik yaparken ve Yemekhanede çekilmiş resimler vardı.Oysa O gün piknik yaparken çekilen resimler için Handan hanım yandı demişti. Bunu bir an için sormasının doğru olup olmayacağını düşünürken Handan hanım

- Size resimler yandı demiştim ama, güzel bir tesadüf içlerinden bunlar ve bir iki resim daha sağlam çıkmış.

Kemalin ilk tahmini doğru çıkmıştı ve o piknik günü çektiği resimler yanmamıştı.Handan hanımın,resimler için neden yandı diye söylediğini ise hep merak edip durmuştu İşte şu anda bu resimlere bakıp duruyordu. Bir an için geçmişte gezinti ona çok iyi gelmişti.Kendini fevkalade moralli hissediyordu. Telefondaki konuşma onu öylesine mutlu etmiştiki o kısacık an hayatının sayılı mutlu saniyelerinden biri olmağa adaydı. Gerçektende mutluluklar kısa sürmek zorundaydı çünki hiç bir insan yüreği uzun süreli bir çoşkuya dayanacak kadar kuvvetli değildi.Bu öylesine bir duyguyduki insanın bütün benliğini bir anda sarıp sarmalayan ve yer çekimden bir an için kurtarıp gökyüzünün semalarında dolaştıran,ve yürek çarpıntılarını ise her zamankinin aksine daha fazlalaştı rarak tatlı sevimli bir heyecanla baş döndüren bir duyguydu ve böylesine bir çoşkuya dayanmak mümkün değildi.Ve Kemal böylesine bir duyguyu yaşadıktan sonra hiç bir meselenin zihnini meşgul etmesini istemediğinden o tatlı sarhoşlukla istirahate çekildi ve uzanması ile uykuya dalması bir oldu.
Artık eni konu Kış gelmek üzere idi Şilede Kendisi dahil beş şoför vardı yaz ayının yoğun ve yorucu iş trafiği kesilmişti.Bu yüzden orada beş kişi olmanın bir manası kalmamıştı.Merkeze dilekçe vererek istanbula dönmek istediğini belirtmiş ve çok kısa bir zaman zarfındada bu isteği kabul edilmişti.

Hiç yorum yok: