-Sevgi Hanım Biz en iyisi merkezi arayalım.
-İyi fikir (dedi, Doktor Hanım)
Her kez, Cep telefonlarını çıkarıp merkezi aynı anda aramaya başladı.İlk düşüren Kemal oldu. Telefonu Handan hanıma uzattı
-Buyrun doktor hanım
-Teşekkür ederim Kemal bey
Telefonunu Handan hanıma veren Kemal o rahat konuşsun diye biraz geriye çekildi. Konuşması Biten Handan hanım,Kemalin yanına kadar gelerek telefonu uzattı.
-Buyrun Kemal bey Teşekkür ederim.
Bu arada hasta sahipleri İkisinin yanına geldi
-Geçmiş olsun Şoför bey. Siz nasıl oldunuz
-Sağolun biraz daha iyiyim.
Hastanede olup bitenleri bilmeyen Handan hanım Şaşkın bir şekilde Kemalin yüzüne baktı . bir şey sormağa çekindi.Ve hastanın başına gitti. Merkezi aramaları iyi olmuştu az sonra hastayı yatırdılar ve Bölgeye geri döndüler.İçeri girdiklerinde Handan hanım hemen odasına çekildi.Sevgi hanımla baş başa idiler.
-Gördün değilmi, bana nasıl bağırdı
-Sende ona bağırdın ama
-Ben mecbur kaldım. Bütün bunlara hiç gerek yoktu , Nasıl olsa bu geceden sonra bir daha birbirimizi hiç görmeyecektik’ki. Ne lüzümu vardı.
-Oldu bir kere, olmasaydı iyiydi ama oldu bir kere. Zaten böyle bir şey ikiniz arasında kaçınılmazdı.
-Çok gücüme gitti be, Sevgi hanım. Ben azarlanmayı hak etmedim.Bütün suçum onu sevmekmi.Ben ondan bir şey talep etmedimki. onun sevgisini bile istemedim. Neden bana düşman oldu bu kız
-Aranızda geçenleri ben bilemem.
-Bir şey geçmediki aramızda.
-Yinede ben sizin geçmişinizi bilemem.
-Ablam,Demin,.Ona ağzımdan kötü bir söz çıktımı acaba ...yani ne bileyim onu kıracak bir şey söyledimmi.
-Yoo hayır ,tam tersi hiç bir kırıcı söz söylemedin ben bunu beklemiyordum. ve çok korkmuştum.
-Neden,
-Çok sinirlenmiştin,istemeden kötü bir şey söyleyecek olmandan çok korktum ama aferin kendini iyi kontrol ettin Senden böyle bir davranış beklemiyordum doğrusu
-Yapma be ablam ben o kadar kötü bir insanmıyım.
-Sana kötüsün demedim. ama istersen ne kadar kötü olabileceğini iyi biliyorum.
Sevgi hanımla bir saat kadar oturdular ve sonra her kez, odasına istirahate çekildi.Kemal Sabahleyin Handan hanımın odasından alıp,Kendi Masasının üstüne koyduğu Saksı gözüne ilişti.Çiçekler ,.getirdiği günden beri Doktor odasında duruyordu.Handan hanım onu evine götürme mişti. Büyük bir ihtimalle Gittiğinde’de yine Orada bırakacaktı. ve böyle bir şeye asla tahammül edemezdi.Bu yüzden sabahleyin saksıyı ,alıp kendi odasına getirmişti. Bir başkası için o saksı sadece içinde emitasyon güller bulunan alalade bir saksı idi, ama Eşyaların yaşıyor olması, içinde saklamış olduğu hatıralara bağlı idi. ve Kimse için bir mana ifade etmeyecekti. veHandan hanım gittiği gün o çiçeklerde ölü sayılacaktı. Ve bir ölüyle her dakika karşılaşmak onu hep üzecekti. öyle ise Hatıraları Silmeğe Saksıdan başlamalıydı.Eline alıp dışarı çıktı. Lavabonun önünde bulunan, süpürge sopasıyle vazoya vurmaya başladı. vazo kırılacağına Süpürgenin ağaç sapı kırıldı. Sanki beni kırma der gibiydi ama Kemal kararlıydı. süpürge sapını fırlatıp yere attı. Ve vazoyu duvara vurmağa başladı bir müddet daha direnen ,çiçek vazosu sonunda dayanamadı,ve son nefesini verdi parça parça olmuştu.Aynı zamanda içinden’de birşeyler kırılır gibi geldi kemale. Onu yaptırdığı günki Mutluluğu aklına geldi.Ve şimdiki şu an , ne kadar acı bir durumdu . Duvara vururken Boş bina adeta yankılanıyordu . Handan hanımın kapısı açıldı başını uzatıp Kemalin ne yaptığına baktı. Bir an göz göze geldiler.Sanki bir şeyler söylemek ister gibiydi ama tekrar içeri girdi. Kemal kırılan parçaları Çöp kutusuna attı ama kapağını kapatmadı. vazonun kırılan bir kaç parçasını dışarda bırakmayıda ihmal etmedi.Gece yarısı veya Sabah kalktığında Handan hanımın,ilk oraya bakacağını çok iyi biliyordu.Ve onun görmesini istiyordu.Sonra odasına çekildi .yatağa uzandı bir sigara yaktı. Göz yaşlarını elinin tersi ile sildi.Dumanın gözüne kaçtığına kendini inandırmağa çalıştı Bir şeyler,düşünmek istiyordu ama Ne düşüneceğini bilemiyordu . İşte bu nöbette bitmişti. uyuduğunu fark edemedi.Sabah kalktığında, Herkezin ondan önce kalkmış olduğunu gördü.Ve salonda oturuyorlardı. Handan hanım birazdan çıkıp gidecekti ve arkadaşları ile son bir veda Sohbeti yapıyordu. Yanında Sevgi hanım, sağlık ocağı personel işlerine bakan, Neval hanım bir iki kişi daha vardı.Kapı aralığından bir müddet Handan hanımı seyretti.Sonra,cebinden onun resmini çıkarıp uzun uzun baktı.Artık bu resim onun için bir şey ifade etmiyor gibi geldi.Bahçede piknik yaparken çekilen resimdi bu ve o gün hepsi ne kadar neşeli ve mutlu idiler.Daha sonra resmi kesip sadece Handan hanımın olduğu kısmı cebinde saklamıştı.Ondan uzakta olduğu günlerde onu her özlediğinde,resmi çıkarıp uzun uzun bakıyordu. Şimdi ise o resme bakmak ona acı geliyordu. Akşam saksıyı kırmıştı şimdi ise ona resmini geri verecekti. Handan hanımın yanı bir hayli kalabalıktı. Onların yanında veremezdi. Bir yandanda vermeğe kıyamıyordu kararsız kalmıştı.Tekrar cebine koydu.Bu arada Handan hanım kalkmış arkadaşları ile vedalaşıyor du.Kapıyı hafifçe örttü.İçeri kapandı.Bir ihtimalde olsa, onun gelip vedalaşmasını istemedi. Buna dayanamayaca ğını çok iyi biliyordu. belki zayıflık gösterir o giderken ağlayabilir bir çuval inciride berbat ederdi.Oysa ondan ölesiye Nefret ediyordu. Etmesi gerekiyordu. Ve yine Ne yazıkki,onu çok ama çok seviyordu. Nefretin, Sevgi ile gerçekten ikiz kardeş olduklarını, İşte ilk defa o zaman anladı.Handan hanım çıkmıştı.Pencereye koştu, giderken onu son bir kere daha görmek istedi. Camı açtı baktı.Kapı önündeki arabasının yanındaydı.Handan hanım henüz gitmemişti.Sabah mesaisine,yeni gelen arkadaşları ile vedalaşıyordu. Resmi vermesi için son fırsattı . Cebinden çıkardı son bir kez daha baktı ve Handan hanımın burnuna ufacık buse kondurdu.Sonra bir kağıt peçeteye sardı. camdan aşağı seslendi.
-Doktor Hanım...Çantanızdan resminiz düşmüş
Handan hanım başını yukarı kaldırıp baktı.Kemal resmi aşağı bıraktı.Ve camı kapayıp içeri girdi. Biliyordu . Eğer vermemiş olsa ona baktıkça onu daha fazla özleyecekti. ve bu,ayrılık ateşi onu daha çok kavuracaktı.Hiç olmazsa zamanla onun Hayalini unutur, ve yokluğuna alışması daha kolay olurdu.Biraz sonra Uzaktan Handan hanımın arabasının yokuşu tırmandığını gördü. İşte gidiyordu ve,zaman zaman kesintili olmuşta olsa Dört sene boyunca aynı çatı altında olmanın mutluluğunuda birlikte götürüyordu.Elveda Handan hanım ...dedi içinden .Bir kaç gün sonra, Sevgi hanımda görevi bırakacak ve kadrosunun olduğu yere gidecekti.Çünki merkez personel değişikliğine karar vermişti.
DÜĞÜM ÇÖZÜLMEĞE BAŞLIYOR
Handan hanım gideli yirmi gün olmuştu. ondan on gün sonrada sevgi hanım görevi bırakmış ve yeni tayin olduğu yerine başlamadan evvel bir kaç günlük rapor almıştı. zaman zaman Kemalle telefonlada olsa görüşüyorlardı.
-Sevgi hanım, Handan hanımdan sonra senin ayrılmanda kötü oldu. Kendimi öksüz kalmış gibi hissediyorum.Ne güzel çalışıyorduk En azından senin varlığın bana bir teselli oluyordu.Şimdi sende yoksun, ben zor alışacağım. Ayrıldıktan sonra,Handan hanımla görüştünüzmü.
-Görüşmedik ama Yarın beni yanına çağırıyor.Beraber yemeğe çıkalım diyor.
-Onun tayini gelmişmi.
-Henüz gelmemiş bir müddet merkezde çalışacak ama bir aya kadar gelir.
-Ablam,Handan hanım ,bana kızgınmı
-Birde soruyormusun.O defteri kapatmadınmı sen.
-Ben defter açmak için sormuyorumki
-Ya, ne yapmaya çalışıyorsun. amacın ne
-Bir amacım yok.Sadece, böyle ayrılmamış olsaydık, Bana bir şeyler yüzünden dargın kaldı. kavgalarımızın sebebide onlardı. ne olur.Bak beni iyi tanıyorsun. kızgınlığının gerçek sebebi ne ise konuş onunla. görüşmüyor olsak bile onun dargın olduğunu bilmek beni kahrediyor.Ben olanları unutmağa hazırım.Bazı Dedikodular yapmışlar söyle ona ben onun hakkında en ufak bir şey söylemedim.Hakkımda neler konuşulmuş bilmek istiyorum.
-Kemal bey olanları unut. O yeni bir hayata hazırlanıyor . Buralardan gitmek istiyor.
-Unut demesi kolay,Sen galiba onu ne kadar sevdiğimi anlayamadın.Sanırım o’da anlayamadı.Ben sadece beni iyi olarak hatırlamasını arzu ediyorum lütfen be ablam konuş onunla.
- Konuşamam Kemal bey.En başından beri, ben bu olaylara hiç girmek istemedim.Lütfen beni karıştırma.
-Peki canın sağ olsun,Buraya ne zaman geleceksin
-Ne için
-Dolabını boşaltmak için canım
-En kısa zamanda gelir boşaltırım dolabı, sende kime vermek istersen verirsin.
-Dolap benim umurumda bile değil.Ben seni görmek için sormuştum
-Tamam senin nöbetinde bir gün gelirim. Hem laflarız hemde eşyalarımı alırım.
-Tamam oldu görüşürüz
-Hoşçakal iyi günler
-Sanada
telefon görüşmesinin ardından on gün sonra Sevgi hanım gelmişti Kemal o geldiğinde görevde idi döndüğünde Onu Telsiz odasında ,Neval hanımla otururlarken gördü.Hoş beş ettikten sonra. Neval hanım
-Kemal bey bize Bir beş dakika izin verirmisiniz .Sevgi hanımla çok önemli özel bir şey konuşuyorduk. Siz gelince yarım kaldı.
-Tamam Neval hanım ben yan odadayım. beş dakikanız var sonra Ablamı bana bırak. konuşacaklarım var.
-Teşekkürler Kemal bey umarım bize darılmadınız
-Hayır canım ne münasebet
Odaya geçen Kemal içerde konuşulanları merak etmişti. çünki ikisinin konuşacağı konunun kendisiyle bir alakası olduğunu hissetmişti.Boş verdi nasıl olsa öğrenirdi.Biraz sonra kapının tıklaması ile kalktı kapıyı açtı Sevgi hanım gelmişti.Nevalle konuşması bitmişti.Oda’da bulunan dolabını boşaltmağa başladı. bir yandan, ordan burdan konuşuyorlardı. fakat Sevgi hanımda tuhaf bir acelecilik vardı. zaten giysilerini aldıktan sonra fazla oturmadı. Hatta öğlen yemeğine bile kalmak istemedi.Apar topar çıktı.Kemal bavulunu zorla onun elinden alıp kapıya kadar indi ve onu bir münübüse bindirip yolcu etti. İşte oda gitmişti ama gidişinde tuhaf bir acelecilik vardı. Ertesi günü Neval hanımı sıkıştırınca Gerçeği öğrendi ve şok oldu.Cemal İkisi arasında Dedikodu çıkarmış. ve gece nöbetlerinde ikisinin birlikte cinsel bir ilişkiye girdikleri iftirasını yaymıştı.Bunu öğrendiğinde beyninden vurulmuşa döndü. Çünkü Sevgi hanımı kız kardeşi yerine koymuş onu hep öyle görmüştü. Bu çok korkunç bir iftira idi.Ve böyle bir iftirayı daha önce Handan hanımla ikisi arasında’da çıkarmışlardı. Ve buda,Handan hanımın kulağına gitmiş o günden sonra Kemale Hep uzak durmuştu. Belkide böyle bir şeyi kemal’in yaymış olabileceği düşüncesi ile kemale hep düşman gibi yaklaşmış onu hiç konuşturmamış. onunla iş dışında hiç konuşmamıştı.Kemal iki sene boyunca hep kendini suçlu hissetmiş ve hep üzülmüştü. Arkadaşlarının belki kendi aralarında konuşmuş olmalarını bir nebze olsun hazmedebilirdi ama bunu Handan hanıma kadar ulaştırmış olmalarını kabullenemiyordu. Sevgi hanıma. Bu konuda hiç bir suçu olmadığını anlatması için, Her seferinde yalvarmıştı ama bir netice elde edememişti , Şimdi,söz konusu kendisi olunca,Sevgi hanım koşa koşa gidip, Handan hanımla konuşma ihtiyacı hissetmişti.Ve Kemal’i Aklamak için var gücüyle çalışmıştı Ama her şey için o kadar çok geç kalınmıştıki.Hiç bir şeyin eskisi gibi olmasına imkan yoktu.Ve kemale Handan hanımla dargın bir şekilde ayrılmış olmak çok koyuyordu.Ve bu dargınlıkta kıyamete kadar sürecek gibi gözüküyordu. Ayrılışlarının Üzerinden yirmi beş gün geçmişti.Bir ikindi vakti içi daraldı.Korkunç bir arzu ile Handan hanımı görmek istedi. Saat onaltı yirmiyi(4.20) gösteriyordu. Genelde sağlık ocaklarında Doktorların on beş otuzda(3.30) kaçtıklarını biliyordu. Boş verdi ama içindeki baskı onu sıkıştırıyordu. Yerinde oturamadı . Caddeye çıkıp gazi paşa minübüsüne bindi on dakika sonra oradaydı.Önce garajın çevresini bir dolaştı arabasının orda olup olmadığını görmek istiyordu .Ama yoktu gitmiştir diye düşündü. Sonra Sağlık ocağının sokağından değilde, onun paraleli olan bir üst sokaktan yürüyüp.Sağlık ocağını yüz metre kadar geçip, sonrada geriye sağlık ocağına doğru yüremeyi düşündü.Şayet handan hanım hünüz çıkmamışsa,Onu kapıdan çıkarken görürdü ve ona doğru yürürdü.Karşılaştıklarında ise, Eğer cesaretini toplayabilir se, onunla konuşmağa çalışırdı. Böyle düşünüyordu.Ama yinede onu bu saatte görmesi milyonda bir ihtimaldi.Saat neredeyse on yediye geliyordu.Fakat her halükarda Handan hanım kurallara bağlı biri idi ve mutlaka paydos saati olan on yediyi bekleyip çıkma ihtimalide vardı. içinde biraz umut kırıntıları peydah oldu.Fakat kendini kandırdığını oda biliyordu. Bir an kendine kızdı.Keşke bir iki saat evvel gelmiş olsaydım diye düşündü.Umutsuzca Sağlık ocağının üst sokağından yürüyordu.otuz metre kadar yürüdü soldaki ara sokaktan ocağın önüne inmeğe başladı birden Handan hanıma benzeyen birini gördü.O’mu, değilmi diye bir an tereddüt etti.İyi görememişti. Gördüğü Hanım tamda onun hizasına geldiğinde,kadınca bir iç güdü ile kafasını çevirip Kemale doğru baktı.Evet o’idi. Geçen, Handan hanımdı veO’da,Kemali görmüştü .Kemal bir an tereddüt etti olduğu yerde donup kalmıştı Sonra. Biraz evvel geldiği yola Geri döndü ve yine üst sokaktan yürümeğe başladı. Oradan handan hanımın önüne çıkmağa çalıştı.Caddede giderken etrafa bakınıyordu.Birden kafası nı çevirince Handan hanımın bakışları ile karşılaştı . Ne yanına yaklaşabildi, nede konuşmağa cesaret edebildi. Arkasından öylece baka kaldı. Bir kaç hafta sonra üç gün üst üste hemde erkenden gitmiş olmasına rağmen bir daha onunla hiç karşılaşamadı.Aslında karşılaşmakta isteme di.Ne fark edecektiki.O ne kadar inkar etmeğe kalkarsa kalksın bir dönem Handan hanımında kendisinden hoşlan mış olduğunu biliyordu.Onu hala seviyordu.Ve ölene kadarda sevmeğe devam edecekti.Aslında böyle ayrılmış olmaları en doğru olanıydı. şayet barışık bir şekilde ayrılmış olsalardı.Bir kaç zaman sonra yine onu görmeğe gidecek belki bir müddet sonrada çıkmak isteyecekti. çıkmış olsalarda, bu beraberliklerin hiç bir zaman bir adı ve sonu olmayacaktı.Buna katlanmakta bu günkünden daha acı olacaktı.Kemal’e göre, birliktelik, hatta buna cinsellik te dahil.Sevgi için nihayi bir amaç değil bir araçtı.Önemli olan yüreğinin bir başka yürek için çarpması idi.Ve, hatırladıkçada yüreği daima Handan hanım için çarpacaktı.Bu yüzden onun için mesafeler daima izafi idi. Oysa hiçte uzaklarda bir yerde değildi. Çünkü, Handan hanım kalbinin tam orta yerinde oturuyordu. Ve onu sonsuza kadar sevecekti.
**********************
İKİ SENE SONRA
Sevgi hanımın ayrılmasının ardından çok kısa bir süre sonra Kemalde çalışmış olduğu yerden tayinini bir başka yere yaptırmakta hiç zorlanmadı.Ama artık yeni tayin olduğu yerde görevi şoförlük değil idari bir görevdi,En nihayet bir kadro imtihanı açılmış ve oda bu imtihana girmiş ve kazanarak, aktif şoförlük görevini bitirmişti.Artık ,hizmetini masa başında bir memur olarak sürdürüyordu.
Her ne kadar Sevgi hanımla farklı birimlerde çalışıyor olsalarda arkadaşlıkları hiç bitmemişti.Zaman zaman bir araya gelip yemeğe,yada gezmeğe çıkıyorlar geçmişi tekrar tekrar yad ediyorlardı. Ve tabiî ki bir müddet sonra bu mevzuda kanıksanmıştı .Artık aralarında geçmişe dair bir şeyler konuşmuyorlardı.Çünkü konuşulacak bir şey kalmamıştı.Boşuna dememişlerdi gözden ırak olan gönüldende ırak olur diye.İçindeki handan hanım özleminin ve sevgisinin sıcaklığı ve ateşi sönmeğe yüz tutmuştu.Hatta Közlenmesine imkan verecek en ufak kıvılcım bile kalmamıştı. Çünkü her kezin kendi başına yaşadığı bir dünyası vardı ve hayat devam ediyordu.
Handan hanımın ayrılışının üzerinden geçen iki ay sonra, bir sayım günü onu evinden aramıştı.Sadece”Nasılsın” diye bilmişti.Aslında o an tek kelime bile etmeye niyeti yoktu ama İnsanların telefonunu çaldırıp hiç cevap vermeden kapatmayı etik bulmuyordu bu yüzden,bir kelimecikte olsa konuşması gerektiğini biliyordu .Ve yine ondan olumlu bir cevap alamayacağını da çok iyi biliyordu. Hatta telefonuna cevap vermeden yüzüne kapanıyor olabilme ihtimalini bile düşünmüştü. Handan hanım ise Sadece “Kemal bey bir daha aramayın lütfen” diyerek cevap vermiş ve telefonu yüzüne karşı kapatmayarak kemalin kapatmasını beklemişti.Bu tavrı bile onun ne kadar asil bir insan olduğunu gösteriyordu. Ona hiç kızmamıştı, haklıydı, çünkü geçmişteki olayları kendince yorumlamış, olan bitenden kemali sorumlu tutmuştu.Bu onunla konuştuğu son cümlelerdi.Ve hayat hızla akıp gitmekteydi. Geçen zaman içinde , Sevgi hanımı ailesi ilede tanıştırmıştı.Annesi ve kızkardeşi bu tanışıklığı başka türlü yorumlamışlar ve çok yakın bir zaman içinde daha mutlu bir haber bekler olmuşlardı. Oysa ikisinin arasındaki ilişki, gerçektende bir dost arkadaş hatta kardeş ilişkisinden öteye bir şey değildi.Ve ailesi ikisi ile ilgili asla böyle mutlu bir haber alamayacaklardı.Günler böylece olağan bir şekilde akıp gitmekteydi.İkisinin dosktlukları seviyeli saygın bir şekilde devam edip gidiyordu.
Sevgi hanım bir gün öncede kemali telefonla arayarak, nöbetinin bitiminde buluşmalarını istemiş kendisine vereceği çok önemli bir haberi olduğunu söylemişti. Oturduğu kafede saatini kontrol eden kemal,Sevgi hanımın geciktiğini fark ederek Meraklandı ve cebinden onu aramaya karar verdiği bir sırada .Sokağın başından onun çıktığını görünce, telefonunu tekrar yerine koydu.Sevgi hanım kemalin telefonu cebine koyduğunu fark edince gülmeğe başladı , onun kendisini arayacağını anlamıştı, hızlı adımlarla kemalin yanına kadar geldi
- Hayırdır .! Telefon etmene manimi oldum ..? kimi arayacaktın, söyle bakalım.
- Merhaba hoş geldin,Tabiiki seni arayacaktım,Nerde kaldın kaç saattir.Ağaç olduk burada beklemekten.
- Bekle işin ne ,
- Merak ettim yaa
-Fatihe uğradım biraz alış veriş yaptım.Bak sana da bir şeyler aldım
Elinde şeffaf bir jelatin kağıdına sarılmış, bir paket tutuyordu. İçinde ise, yıldız, kalp, hilal , şeklinde bir takım plastik parçaları Vardı onu kemale doğru uzatmıştı.
-Ne ki bunlar ne işe yarar,
-Sende hiçbir şeyden anlamıyorsun, Bak bunları tavana yapıştıracaksın gece karanlıkta bunlar ışıl ışıl parlayacak.
-Teşekkür ederim , zahmet etmişsin , Ben senin gibi romantik biri olmadığım için tabiî ki fazla anlamam.Yinede düşündüğün için sağol
-Senmi romantik değilsin.
-Eh işte idare ederiz,Neyse tekrar teşekkürler .Ha bu arada karnın açmı bişeyler söyleyelimmi .
-Olur ama parasını ben verirsem.
-Saçmalama sen misafirimsin, bide sana paramı verdircez
-O zaman yemem , Seni ben çağırdığımda da bana gene misafir muamelesi yapıyorsun ve o zamanda para vedirmiyorsun, Bak !valla yemem ona göre, aç açına buradan doğru eve giderim
-İyi iyi hadi bu seferlik sen ver bakalım. Ama buradaki çocuklar senden para almazlarsa karışmam ona göre .Ne yiyelim,peki
-Sen bilirsin,
-İyi o zaman Döner üstü pilav söyleyelim,yanınada ayran......EE neymiş, şu bana vereceğin haberin
-Oo Acele etme önce bir karnımızı doyuralım.Böyle ,aç açına senle muhabbet edemem.
Kemal , kafedeki garson çocuğa siparişleri vererek üst katta ki terasa getirmelerini tembih edip, sevgi ile oraya doğru yöneldiler.Yemeklerin gelmesi ve yenmesi yarım saatlerini almıştı , kahveleri de gelmişti , şimdi onu yudumluyorlardı
-E hadi söyle bakalım bana diyecektin.
-Handan seni sordu.
-Kim.? Kim sordu dedin
-Handan hanım
- Dalga geçme yaa. Çok filimsin biliyormusun.
Elinde olmadan güldü.
-Gerçekten bana söyleyeceğin şey ne idi yaa, merak ettim
-Söyledim ya!
-Ya bırak şimdi dalga geçmeyi , Handan hanım beni sormuşmuş.Aradan iki sene geçmiş, böyle bir şeyi rüyamda görsem inanmam .
-Valla sordu, inan doğru söylüyorum.
-Bırak dalga geçmeyi,Peki sen Handanı nerde gördünki , beni sorsun sana.
-Görmedim, gecen günü telefonlaştık, ozaman sordu
-Ne dedi peki ,
-Kemal beyi görüyormusun , O, ne yapıyor iyimi dedi.
-Bu kadarcıkmı,
-E daha ne olacaktıki.
-Sen ne dedin peki .
-Hiç görmüyorumki ,ne yaptığını bileyim dedim.
-Böylemi söyledin , gerçektende.
-Ne diyecektimki.
-Aşk olsun gene yapacağını yaptın değimli
-Ne yapmışımki.
-Beni hiç görmüyormusun ne yaptığımı bilmiyormusun,
-Ya ne diyebilirdimki başka .
-Doğru bir şey demene gerek yoktu , aslında bunu şimdi bana söylemenede gerek yoktu.
-Sevinirsin zannetmiştim.
-Nesine sevinecektimki, kız merak etmiş beni sana sormuş, görmüyorum deyip kestirip atmışsın. Valla bravo sana.
- Yok canım seni niye merak ediyor olsunki , öylesine sordu.
-Olsun hangi sebepten sormuş olursa olsun bu benim için çok önemli.
Kemalin bir anda keyfi kaçmış yüzü asılmıştı .ilk defa o an Sevgiye elinde olmadan bir kızgınlık, bir kırgınlık duymuştu.Ama onun ağzından Handan lafı çıktığı anda içi öyle bir çoşku ile dolmuştuki , bir anda unuttum sandığı bütün duyguları ayaklanmıştı.Üstelik onca sene sonra Handan hanım onu hangi sebeble soruyor olursa olsun. Demek ki onun da aklına zaman zaman kemal geliyor olmalı idi. Bu bile onun için çok büyük bir şeydi.Hatırlanmış olmak ne güzel bir duygu idi.Üstelik geçmişte çok sevdiği biri tarafından hatırlanmış olmak .
-Onu bir de ,şimdi benim yanımda ararmısın,
-Hayır canım,saçmalama , Ne gereği varki durup dururken arayayım.Hiç gerek yok
-Noolur be ablam lütfen ölümü gör, ara...Bende telefonun bir kenarından onun sesini duyayım , senden başka bir şey istemiyorum.Lütfen
-Olmaz
- Ya noolur lütfen, yemin ederim bak sen konuşurken tek kelime etmeyeceğim , gıkım çıkmayacak, sadece bir kere onun sesini duyayım, uzaktanda olsa bu bana yeter.
Kemal o kadar çok dil dökmüştü ki sonunda sevgi hanım dayanamayıp aramıştı.Bu arada kemal ” Benden bahset , benden bahset”diye işaret ediyordu. İki eski dost çok kısa bir konuşma yapmışlardı.Arada sevgi hanım “ çok doğru haklısın diye cevaplar veriyordu. Telefon konuşmasını bitiren sevgi hanım
-Tamammı , istediğin oldumu.......Ne geçti eline şimdi.
-Dinletmedin ki ..Onun sesini Duyamadımki .Ben bunu, sen konuşup hemen kapatasın diye istemedimki. Ben sadece sesini duymak istemiştim.Gene yaptın yapacağını.
-Sanada yaranılmıyor.Hem senin ismini duyunca biraz evvel ne dedi biliyormusun.
-Ne dedi .. nerde bileyim
-Amaan.... bizden uzak olsun da...Noolursa olsun
-İnanmam, bunu sen uyduruyorsun şimdi .
-İster inan ister inanma .Nooldu şimdi , demin ne güzel sevinmiştin,bunu duymak hoşuna gittimi.
-.Bunu şimdi sen uyduruyorsun.Neyse boş ver ne söylemiş olursa olsun, onun kalbimdeki yeri hep aynı kalacak bunu hiç bir şey değiştiremez.Hem sanırım durup dururken sen benden bahsedince sanırım iç güdüsel bir tepki verdi beklide , benim yanımda olduğunu anlamış olmalı , o yüzden konuşmuştur, şımarmayayım diye . olsun onun canı sağ olsun.
Ne söylemiş olursa olsun. Önemli olan , beni iki sene aradan sonra hatırlamış olması , gerisi hikaye.
-Her ne ise , boş ver aldırma dediğin gibi önemli olan iki sene sonra seni hatırlamış olması gerisini boş ver. Sahi nooldu senin roman işi bitirdinmi.
-Evet, Biliyormusun romanımın içinde sende varsın.
-Bendemi varım.
-Evet birlikte çalışmış olduğumuz dönemde geçiyor.ama hayali değil hepsi birebir gerçek.
-Okumak isterim.
-Ya zaten bir tanede senin için ayırdım. Şu anda bilgisayar çıktılarım evde istersen , burada beş dakika oyalan bi koşu eve gidip getireyim.
- Beni buralarda tek başıma bırakıp bir yerlere kaybolma , başka zaman verirsin , şimdi kalsın.
-Saçmalama uzağa gidecek değilim. Bak karşıda görmüş olduğun gri renkli ev benimki,az bekle şimdi getiriyorum , oku ve eleştirilerini bekliyorum.
-Hadi çabuk koşarak git ve hemen gel , bakalım ne yazmışsın.Merak ettim şimdi
Kemalin eve gidip gelmesi gerçektende beş dakikayı geçmemişti.elinde paket yapılmış iki kitap duruyordu
-Al biri senin,birinide Handan hanıma ulaştır , nasıl olsa arada görüşüyormuşsunuz.Görüşmesinizde ,en azından onu bu romandan haberdar edersin , bir yerlerde buluşur verirsin, bilirim kadınlar meraklıdır ,muhakkak onu senden almaya gelecektir.
- A !.. Lütfen Handan hanımı karıştırma vereceksen kendin ver , beni bu işlere bulaştırma.
-İyi iyi verme bakalım, Ya Allah rızası için bir günde benim için bir şeyler yapsan ölürmüsün.Ne olur versen , elinemi yapışır ki.
- Ya bu sizin özeliniz, ben araya girersem, Belki handan hanım bana kırılır, küser
-Tamam vaz geçtim ısar etmiyorum.Ben nasıl olsa ,bunu ona ulaştırırım.Ayrıca handan hanımın sana kırılacak olmasından korkuyorsun da benim kırılacak olmamı umursamıyorsun.Unutmaki , biz senle daha çok görüşüyoruz. Bu iki sene zarfında Handanı kaç kere gördünki.Ne olurduki , en fazla sana küserdi,zaten görüşmüyordunuz, görüşmezdiniz olur biterdi , Senin için değişen bir şey olmazdı.
Az sonra oturdukları yerden kalktılar, Sevgi hanım müsaade isteyip ayrıldı. Birkaç gün sonra romanı okuduğunu ve çok begendigini telefonda iletmişti kemale .Bu onların son buluşması olmuştu .Bir daha hiç bir araya gelmediler birkaç telefon görüşmesi ardından.Kemal bu dostluğa son noktayı koymuştu.
Çünkü tanıdığı günden beri sevgi hanım hep kemalden bir şeyler almıştı. Onu her seferinde her işi için kullanmayı uygun görüyordu ama . kemal için bir gün bile , parmağını dahi kımıldatmış biri değildi.Kemal Sevgi hanımın, sadece kendisini kullanmak istediği için elinin altında tuttuğunu geçte olsa anlamıştı. Ve böyle tek taraflı fedakarlıklarla yürütülen bir dostluk anlamsızdı.
Kemal ,aradan on sene geçmiş olmasına rağmen romanını handan hanıma hala ulaştıramamıştı.Ama onu bir gün bile unutmuş ve aklından çıkarmamıştı. çünkü yazdıklarını yüzlerce kere tekrar tekrar okumuş ve her anı gün be gün yaşamıştı.İlk zamanlar yazdığı roman Handan hanımın eline geçsin diye çok arzu etmişti ama zaman geçtikçe bu arzusu yavaş yavaş körelmişti. Artık daha serin kanlı düşünüyor, Aradan geçen onca zaman sonra romanını ulaştırmayı sanki bir iş güzarlık olur zannı ile hep ertelemişti.Oysa yazdıkları ile,yaşadıkları o zaman dilimini satırlar arasına hapsetmişti ve kahramanı HANDAN hanımdı ve onunda bu nostaljiyi buruk bir tebessümlede olsa hatırlamak ve yaşamak hakkı idi.Eğer 2002 senesinde ,Handan hanım kendisini, sevgi hanıma sormamış olsa idi asla yazdıklarını ulaştırmak gibi bir düşünce içinde olmayacaktı.Oysa,Handan hanımın, kemale gelinceye kadar sorabileceği ,daha bir sürü mesai arkadaşı vardı ama o. Kemali sormuştu.İşte önemli olan buydu. Tabi bu konuda da Sevgi hanım yalan konuşmamış idi ise.Çünkü bunun Sevgi hanımın yalanı olma ihtimali, gerçek olma ihtimalinden çok daha fazla idi.Ve bazende aklına başka bir düşünce takılıyordu.Acaba, çok değer verdiği arkadaşı Sevgi hanım ,Kemalin Handana olan bağlılığını kıskanmış olabilirmiydi ,Acaba bu yüzdenmi aralarında ne zaman Handan mevzu geçse ,o yüzdenmi sevgi hanım olumsuz bir tavır takınıyordu.İşte buda kemalin kafasına takılan bir başka soru işareti idi.Her ne olursa olsun Handan hanım ister Kemali gerçekten sormuş olsun isterse bu Sevgi hanımın ürettiği bir yalan olsun,Sonuç ne olursa olsun,Kemalin bu yalana çok ihtiyacı vardı hemde çook.İşte belki bu yalan onun hayata daha çok sarılmasına vesile olmuştu.
Ne demişti şair.BEN SENİN , BENİ SEVEBİLME İHTİMALİNİ ÇOK SEVİYORUM.İşte bir çok umutsuz aşık,bu ihtimal yüzünden , Geçmişi düşündükçe mutlu olmanın kolay yolunu bulmuştu.Çünkü ihtimaller bile bir umut değimliydi.Ve umutlarda yaşama tutunmak için sebebten başka hiçbir şey değildi.
SON
Aradan geçen 7 yıl sonra bütün yaşananları şimdiki okuduğunuz hali ile düzene sokup romanlaştıran kemal Aşağıdaki satırlara şu anektodu eklemeyi hiçte mahzurlu görmedi,.çünkü öyle olduğuna inanması için kendini zorluyordu, ruh sağlığı için buna inanması gerekiyordu
SON SÖZ
Bi tanem.Bu romanı yazana kadar bende senin bana olabilecek sevginden pek o kadar emin değildim.Ama olayları alt alta getirip romanlaştırınca. Şimdi kesinlikle eminimki aynı duyguların bir benzerini sende yaşadın.Ve sende beni sevdin.Ama sende benim gibi her şeyin muhasebisini en ince ayrıntılarına kadar yaptın. Gerçek ten’de bizim ilişkimizin bir sonu olması mümkün değildi . Belki ruhlarımız bir birine denk idi ama . Dünyevi gerçeklerimiz farklıydı.Ve ikimizde hislerimizden ziyade mantığımızla haraket eden insanlarız.Ve asla bir maceraperest değiliz. Sana roman boyunca hep aşkımı zikredip durdum. ve Bir gün seninde bunu itiraf etmeni bekledim. Ama Çok sonra fark ettimki.Bendende önce,İlk defa sevgi sözcüğünü telaffuz eden sendin ve bende bunu anlayamadım.Lütfen beni afet......................AKE.DO..10.08.20000
SON
**********************************
Not: Romanda birbirinin tekrarı gibi gözüken satırlar ve bazı kopukluklar var gibi gözüküyorsada hoş görülmesini umarım,çünkü roman hem tamamen gerçek olaylara ve dialoglara bağlı kalınarak yazıldığı için,hemde birbirini takip eden günlerde değilde bazen bir haftada bir veya 10 günde bir bazende 20 günde bir ,birbirine eklendiği için zaman zaman kopukluk muş gibi bir intiba uyandırmış olma hissini hoş görmeniz ve göz ardı etmeniz dileği ile
****************
AKEDO/29-12-2007.İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder